CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, tutuklu belediye başkanı Murat Çalık’ı ziyaret ederek, “Tutuklu bırakıldığı her saat belediye başkanlarımız için bir işkencedir. Bir an önce bu yanlıştan geri dönülmeli, yargılanmalarına karşı değiliz, açık bir yargılanmayı zaten savunuyoruz. İtirazımız ağlık problemi yaşayanların tutuklu yargılanması. 19 Mart’tan bu yana bir saldırıyla karşı karşıyayız, bizi yıldıramazlar. Bu saldırılarda öyle olduğunu duydum, bence böyledir. İhale alamayan, o süreçlerin parçası olan insanları, birbiriyle karşılıklı kötü olaylar yaşamış birilerinin ifadesi dışında bir şey görmüyoruz. Çeşitli anketler yapılıyor, ülkenin büyük kısmı bu suçlara inanmıyor. Biz arkadaşlarımızın algı operasyonuna maruz bırakıldığını düşünüyoruz. Sadece yargıyı kullanarak CHP’yi dizayn etme çabaları, cezaeviyle bizi yıldırabileceklerini düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. Vatandaşın gönlünde bu yapılanlar zulümdür. 2 kasımda sandığı kuralım, vatandaş kime inanıyor hep birlikte görelim” dedi.
ŞOK SÖZLER
Aslanoğlu, basın mensuplarının sorularını da yanıtlayarak, ilçe başkanlarıyla yaptığı toplantının ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın konuya ilişkin açıklamalarına yanıt verdi:
CHP KURUMSAL BİR PARTİDİR
Ben bugün de telimi kontrol ettim acaba Cemil Bey beni arayıp mesaj attı mı diye yok. İletişim yüz yüze veya telefonla olur. Basın üzerinden yürütülen mesaj verme çabaları doğru değildir. CHP kurumsal bir partidir, 100 yıllık partidir, 100 yıllık geleneği parti ahlakı ve edebi vardır. Görevi ne olursa olsun il başkanı ya da milletvekili, belediye başkanı, ilçe belediye başkanı CHP’nin parti edebinde basın üzerinden birbirimize mesaj verme yoktur.
CHP Genel Başkanının İzmir’deki temsilcisi, 250 bin üyenin il başkanı olarak, en alttan en üste kadar parti edebini bir kez daha hatırlatıyor, buna uygun davranmaya davet ediyoruz.
TELEFONUMU AÇMADI
İl yönetim kurulu il ve ilçe başkanları toplantısı CHP İzmir’in en üst düzey değerlendirme toplantısıdır. Şehirde var olan akut bir sorunla ilgili hızlıca toparlandık, değerlendirmede bulunduk. O sırada da Büyükşehir belediye başkanımızın işten çıkartmalarla ilgili örgütümüze gelerek bilgi vermesinin sağlıklı ve iyi olabileceği kanaatine ulaştık. Ben Cemil başkanı aradım il başkanlığına davet etmek için ama maalesef telefonu açmadı. İlçe başkanları toplantısı örgüt top. Olduğu için böyle başlar, gerekirse kamuda görev yapan arkadaşlarımız da davet edilebilir.
CHP’nin genel başkanı partizanca davranmaz, il başkanı da ilçe başkanları da davranmaz. Biz halktan, adaletten yanayız. Bir işe alım süreçlerinde de herhangi bir nedenle işten çıkartmalarda da teme alacağımız adalet olabilir. CHP’yi temsil eden kimse haksız yere, bilgi birikimi, tecrübesi yetmeden başkasının hakkını çalarak, başkasının yerine işe girmesini savunamaz. Bunun söyleniyor olması doğru değildir. Biz işe alımda da çıkartmada da en ahlaki, sosyal demokrasiye inanan insanlar olarak bunun norm içinde yapılmasını savunuyoruz. İlçe başkanlarımız kendi ilçelerinde genel başkanı temsil eder, ilçelerinde yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirme yapar, bilgileri alır, il başkanı ve genel başkana aktarırlar. Bu onun görevi. Bin kişinin işten çıkartılması siyasidir. AKP’nin yoksullukla boğuşturduğu bu dönemde bir İzmirlinin daha işsiz kalması 4 bin kişinin çekirdek aile bazında, geniş aile bazında ise 20 bin kişinin sorunudur ve buna il başkanının, ilçe başkanının tepki göstermesi normaldir. Vatandaşı etkileyen her sorunla ilgili siyasetçinin derdi dinleyip bunu ilgili yerlere aktarması doğrusu, doğasıdır. AKP, MHP’yi siyaseten ilgilendiren CHP il başkanını hayli hayli ilgilendirir.
Ben 2,5 yıldır il başkanıyım, 2 belediye başkanıyla çalıştım. CHP’de olan herkes bilir ki ben belediyeyle işçi için görüşme yapmam, bugüne kadar böyle bir tavrım olmadı. 50 belediye başkanından herhangi biri böyle bir şeyle karşılaştık diyemez. İlçe başkanlarımız kamuoyu önünde eleştirilebilir değil, ilçe başkanlarımızın kayırmacılık var ise buna ilişkin tavrımızı koyarız. Böyle bir şey olmadan ilçe başkanlarımızı basın önünde eleştirmek kimsenin haddine değil, 250 üyemizin buna dikkat etmesi gerekir.
“SEÇİMİ KAZANAN CHP’DİR”
CHP’de herkes, her bir üyemiz CHP politikaları iktidar olsun diye mücadele eder. Seçimler geldiğinde parti yetkili kurulları toplanır, kamuda görev alacaklara ilişkin değerlendirmede bulunur. Parti yetkili kurullarının onayladığı arkadaşlarımız CHP tarafından görev süresinde görev yapmak için görevlendirilir, yine örgütle çalışılır. Seçimlerin CHP’nin adaylarına halkımızın teveccühü ile kazanılır. 31 Mart’ta da böyle oldu. Menemen’de seçimi AKP kazanmış, Aliağa’da MHP kazanmış CHP kaybetmiştir. Bunun dışında 28 ilçede ve Büyükşehir’de seçimi CHP ezici çoğunlukla kazanmıştır, eğer bir zaferden bahsediyorsanız sabahtan akşama kadar bayrak asan gencecik çocuklarımız sayesinde, kadın kollarımız sayesinde kazanıyoruz.
“EMEK VERİP ÖLENLERİN ÇOCUKLARI EMANETİMİZDİR”
Ben toplantı sonrası ‘ilçe başkanları olarak akut sorunu değerlendirdik, bunları da sorumluluğumuz gereği genel merkezimize aktaracağız’ dedim. Bektaş Gül’ün oğlu Ulaş Gül’ü sordunuz, ben neden çıkartıldığını bilmiyorum, bu yüzden de bir şey söyleyemem dedim. Sonra yine siz, ‘Vefat etmiş bir arkadaşın çocuğunun işten çıkartmakla vefasızlıkla eleştiriliyorsunuz’ dediniz. Ben de; CHP 100 yıllık partidir, baraj altında kaldığımız günlerde mücadele eden arkadaşlarımız var, iktidar yapmak için mücadele edenler var, bunların çocukları bizim emanetimizdir. Ferdi Zeyrek’in kızı bizim emanetimizdir. Bugüne kadar vefat eden tüm CHP’lilerin çocukları benim emanetimdir. Bahsi geçen arkadaşın neden işten çıkartıldığını bilmiyorum, biz sahip çıkarız dediğimizde işten atılsın, atılmasın demek değildir. Hatalı davranışı nedeniyle atıldıysa bir daha yapma demek de sahip çıkmaktır.
Bir İzmirli hemşehrilerimizin arasında bir adaletsizliği savunamayız. Bunlar noktasında kapalı toplantılarda öneriler geliştirilir ama CHP sosyal demokrattır, vatandaşları arasında eşitlikten, adaletten yanadır. CHP’li diye bir kişinin başka kişinin önüne geçmesini savunamayız.