Kent ve çevre davalarında artan bilirkişi ücretleri, çevreyi savunan kişiler ve sivil toplum kuruluşları için adalete erişimi zorlaştırıyor. Uzmanlar ve çevre örgütleri, harç ve masrafların devlet tarafından karşılanması ve Aarhus Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalanmasını talep ediyor.
Kent ve çevre davalarında son yıllarda yükselen bilirkişi ücretleri, davacılar açısından önemli bir sorun olarak öne çıkıyor. Çevre ve doğa alanında faaliyet gösteren bazı sivil toplum örgütleri, harç ve masrafların yüksekliğinin adalete erişimi sınırladığını belirtiyor.
Anayasa’nın 56. maddesi, “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” hükmü ile çevreyi koruma sorumluluğunu hem devlete hem vatandaşlara yüklerken, son dönemde bilirkişi ücretleri için üst sınır belirlenmemesi, uygulamada keyfi bedel tayin edilmesine yol açıyor. Bu durum, çevreyi ve kenti savunan kişiler ile kurumlar için dava açmayı güçleştiriyor.
Sivil toplum kuruluşları, bu kapsamda bir kampanya başlatılmasını önererek, çevre davalarının harç ve masraflarının devlet tarafından karşılanmasını talep ediyor. Ayrıca Aarhus Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalanmasının önemine dikkat çekiliyor. Sözleşme; çevresel bilgiye erişim, karar alma süreçlerine katılım ve yargıya başvuru haklarını güvence altına alıyor.
Sayfa başına git
GÜNCEL
