Danıştay 4. Dairesi Çeşme Projesiyle ilgili 19 İzmir Yaşan Alanları öznesi vatandaşın açtığı davada ders gibi karar verdi. Danıştay 4. Dairesi; 11/02/2020 tarihli ve 2103 sayılı İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uyarlık
bulunmadığının belirtilerek iptal etti. Kararda, “Alana ilişkin önceki yargı kararlarına riayet edilmediği, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir kara alanını ve ilk kez olmak üzere yaklaşık 4.900 hektar büyüklüğündeki bir deniz alanını da kapsayan bir sınır belirlendiği, 16.000 hektarın üzerinde bir alanın tümüyle halka kapatıldığı görülmüştür” ifadeleri dikkat çekti.
KAMUSAL DUYARLILIK GÖSTERİLMEDİ
Kararda şu görüşlere yer verildi: “Dava konusu işlemle kamusal yararın güçlendirilmesi duyarlılığının gösterilmediği, Çeşme KTKGB'nin sınırlarının kara bölümünde kalan alanın %65'inin, üst ölçekli
planlarla yapılaşmaya/kullanmaya/geliştirilmeye kesinlikle açılmaması gereken nitelikteki
koruma alanlarından oluştuğu, planlamada kullanılan elek analizi yönteminden, sınır ilanında yararlanılabilecekken yararlanılmadığı, Davalı Bakanlığın bu denli geniş alanları tümüyle kendi yetki alanına almasının gerekçesinin bölge bütünlüğünün sağlanarak işlerin hızlı yürütülmesi ile sınırlı olduğu, var olan gerekçe raporunun ciddi gerekçelere dayanmadığı, yetersiz, hiçbir ciddi bilimsel
araştırma ve çalışmaya dayanmayan, ilgili kurum ve kuruluş görüşlerini değerlendirmeye
almayan, yüzeysel bir belge olduğu görüldü. Sınır kararıyla bu alanlardaki ve özellikle kıyı alanlarındaki yetkinin tümüyle tek bir Bakanlığa aktarılmasının rasyonelinin anlaşılamadığı, bu işlemle birlikte, önceden ilan edilen Turizm Merkezleri de birlikte değerlendirildiğinde, Çeşme İlçesinin yaklaşık %65'inin doğrudan Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimine bırakıldığı, Bölgede öngörülen turizm yatırımlarının gerçekleştirilmesi durumunda doğal çevre tahribatının geri dönülemez bir duruma evrileceği tespit edildi.”
ORMAN, TARIM, MERA VE SULAK ALANLAR GERİ DÖNÜLMEZ ŞEKİLDE BOZULACAK
Kararda ayrıca şu ifadeler de yer aldı: “ Alana ilişkin olarak hazırlanan Kapsam Belirleme Raporunda orman, tarım, mera, sulak alanlar ve zeytinlikler ile içme kullanma suyu koruma kuşaklarının koruma alanları olarak belirtilmediğinden, koruma/kullanma dengesinin koruma alanları aleyhine bozulacağı, Aynı raporda, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planındaki nüfus kabulünü aşacak şekilde alana yapılacağı belirtilen nüfus atamasının, alanı tehdit edici düzeyde olduğu, mevcut su kaynakları ve altyapının tümüyle yetersiz kalması başta olmak üzere, doğal çevrenin de bu gelişmeden geri döndürülemez bir biçimde olumsuz etkileneceği, Dava konusu alanın, ilgili mevzuatı çerçevesinde özel olarak korunan Akdeniz
Foku başta olmak üzere bir çok canlıya ve ekosisteme ev sahipliği yaptığı, bu nedenle
bölgenin doğasının ulusal ve küresel ölçekte korunmasının zorunlu olduğu,
Bölgedeki su kaynaklarının mevcutta dahi yetersiz olduğu, KTKGB ilanının su
miktar ve kalitesindeki sorunların artmasına neden olacağı, ters ozmos yöntemiyle su elde
edilmesi planlanmakta ise de, bu yöntemin çeşitli çevresel sorunları beraberinde getireceği,
ayrıca planlama çalışmalarında KTKGB'nde önerilen golf alanlarının da bu sorunları
artıracağı, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajına ilişkin içme kullanma suyu havzasının %75'inden
fazlasının ilan edilen sınırlar içinde yer aldığı, özellikle mutlak ve kısa mesafeli koruma
alanları gözetilmeden sınır belirlenmesinin de doğru olmadığı, İlan edilen sınırlar içerisinde çeşitli derecelerde arkeolojik sit alanlarının bulunduğu,
sistematik olarak arkeolojik yüzey araştırması gerçekleştirilen kısımda elde edilen
bulguların, bölgenin kalan bölümünün de arkeolojik potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu
gösterdiği, bu nedenle, söz konusu alan turizm bölgesi olarak belirlenmeden önce, bölgede
sistematik arkeolojik yüzey araştırmaları ile kültürel mirasın etkin biçimde belgelenmesi ve
korunmasının hayati önem taşıdığı, Bütün bu değerlendirmeler ışığında, dava konusu sınır kararının, planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı yönünde görüş ve tespitlere yer verildiği anlaşılmaktadır.”
Kararda, “Dosyada mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde, İzmir Çeşme KTKGB sınırlarının
yeniden belirlenmesine ilişkin işlemle 16.000 hektarın üzerinde bir alanı kapsayacak şekilde
yeniden belirlenen Çeşme KTKGB sınırları incelendiğinde ise; alanda, 1., 2. ve 3. Derece
Arkeolojik Sit Alanlarının, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı İçme-Kullanma Suyu Havzasının, Kesin
Korunacak Hassas Alanlar, Nitelikli Doğal Koruma Alanları ve Sürdürülebilir Koruma ve
Kontrollü Kullanım Alanlarından oluşan Doğal Sit Alanlarının, Akdeniz Foku Yaşam Alanları
gibi alanların ve çeşitli ekosistemlerin bulunduğu ve mevzuat düzenlemeleri ile korunan
yapılaşma yasağı ya da kısıtlı yapılaşma olanağı bulunan söz konusu alanların bir çoğunun
dava konusu işlemle belirlenen sınır üzerinde yer aldığı görülmektedir. Bu durumda, dava konusu 11/02/2020 tarih ve 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının dayanağı olan Gerekçe Raporunda, bölgedeki turizm imkanları ve koruma gereklilikleri ile belirlenen sınır arasındaki bağlantıların kurulmadığı, KTKGB sınırının genişletilmesini gerekli kılan nedenler yeterince ortaya konulamadığı gibi yukarıda belirtilen korunan alanların, KTKGB sınırları içerisinde kalmasının sebeplerinin de açıklanmadığı, turizm türlerinin entegrasyonu ve turizmin tüm yıla yayılmasına yönelik genel stratejinin gerçekleştirilmesine ilişkin yeterli veriye yer verilmediği, Çeşme İlçesindeki jeotermal kaynak potansiyeli ve genişletilen sınırlarda bu potansiyelin nasıl değerlendirilebileceğine ilişkin
gerekli veri ve bilgilerin de bulunmadığı, bu haliyle anılan Gerekçe Raporunun Kültür ve
Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile Turizm Merkezlerinin Belirlenmesine ve İlanına
İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesindeki düzenlemelere uygun olmadığı anlaşıldığından, deniz
alanlarını da kapsayan bu denli büyük bir alanın, gereklilikleri açıklanmadan "bütüncül
planlama kararlarının geliştirilmesine olanak sağlanması" soyut ve genel amacıyla, eksik
araştırma ile hazırlanan Gerekçe Raporuna dayalı olarak KTKGB sınırlarına dahil
edilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir. Bu itibarla; 12.02.2020 tarih ve 31037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 11/02/2020 tarihli ve 2103 sayılı İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uyarlık
bulunmamaktadır.Dava konusu 12/02/2020 tarih ve 31037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan,
İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden
belirlenmesine ilişkin 11/02/2020 tarih ve 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının
iptaline karar verilmiştir” ifadeleri dikkat çekti.