İzmir'de Son Dakika

Gazeteci Babası: Saruhan Ayber..

Yeni Asır’ın eski genel yönetmeni Saruhan Ayber’in vefatından sonra “Haberhürriyeti” sitesinde 16 Ekim 2014 günü yazdığım yazıda “Saruhan Ayber gazeteci babasıydı..” başlığını kullanmıştım. Gerçekten öyleydi.
Gazeteci Babası: Saruhan Ayber..
Haberler / Genel
26 Ağustos 2025 Salı 09:21

Yeni Asır’ın eski genel yönetmeni Saruhan Ayber’in vefatından sonra
“Haberhürriyeti” sitesinde 16 Ekim 2014 günü yazdığım yazıda “Saruhan Ayber
gazeteci babasıydı..” başlığını kullanmıştım. Gerçekten öyleydi.
Ama önce arşivimde bulunan 1960’lı yıllarda çekilmiş bir fotoğrafta İzmir’de en ön
planda olan 5 fişek gibi genç gazetecinin yan yana bulunduğu resmi tartışalım.
Kollarını göğüslerinde toplamışlar, objektife zehir gibi bakmaktadır; beşi de yakışıklı
ve güzel insanlar. Sırasıyla Güngör Mengi, Akın Simav, Saruhan Ayber, Şevket
Özçelik ve Erhan Ünver… Artık hiçbiri sağ değil..


Ama yine Saruhan Ayber’i can arkadaşı Dinç Bilgin ile gösteren fotoğraf ta
önemlidir. Arkadaşlıkları hayatları boyunca devam etmiş, hatta benim de yakından
izlediğim Yeni Asır’ın çalkantılı dönemlerinde patron Dinç Bilgin, gayya kuyusu gibi
kaynayan Yeni Asır’ın başına Saruhan Ayber’i getirerek, baba yadigarı gazetesini en
yakın arkadaşına teslim etmiştir. Çünkü kendisi o esnada İstanbul’da SABAH’ın
başında basın devleri ile adeta bir savaş içindeydi.

(Saruhan Ayber)

SARUHAN AYBER KİMDİ?
Eskiden Yeni Asır’da ve Bursa’da gazetecilik tecrübesi kazanmış olan ve
yönetici kimliğini geliştirmiş olan Saruhan Ayber’in yıllar sonra Yeni Asır’ın tepesine
gelmesi, bir anlamda içi kaynayan, iktidar mücadelelerine sahne olan ve giderek tirajı
düşen gazeteyi kurtarmak için tepeden bir patronaj müdahalesi anlamına gelmişti.
Saruhan Ayber’in işe aldığı gazetecilerden biri İzmir kökenli Halit Kakınç
kardeşimizdi, yazı işleri müdürü oldu..


Bu tayine çok bozulan ve iktidarı elinde tutmak isteyen yazı işleri müdürlerinden
biri (beni hiç sevmeyen) hemen hastalanmış ve evine kapanmıştı. Rıdvan Kaynar ile
evine giderek yatağında yatan bu kişiye geçmiş olsun dedik.

 


Ancak ilerleyen süreçte gazeteyi kontrol etmekte zorlanan Saruhan Ayber, bir ani
darbe ile iktidar isteyen diğer ikinci ekibi yani, Erdal Şafak, Hamdi Türkmen, Rıdvan
Kaynar ve onlara bağlı olanlarla gazetenin yolunu ayırmıştı, bir gün içinde hepsini
işten attı. Bu ekip Günaydın gazetesinin İzmir bürosuna topluca geçip orada epey
çalıştılar. (Hayatım hiç kimseyi işinden atladım, bu yüzden hiçbir işten atılma olayını
kabul edemem hala..)

Ama daha ileriki safhada Saruhan Ayber görevden alınacak, Günaydın’daki ekip
hiç fire vermeden yeniden Yeni Asır’ın yönetimine geri döneceklerdi. Bu kez işten ilk
atılan kişi, hakikaten çok üstün tarih, kültür ve milli duygu donanımlı Halit Kakınç
olacktı..


Biz bu olayları çok uzaktan ve hiç karışmadan izliyorduk. Müthiş bir iktidar
mücadelesi vardı. Bu mücadele aktörlerin bazılarının değişmesi ile yine aynı yörünge
üzerinde ilerledi, Dinç Bilgin’in hapse girmesi ve gazetelerine el konulmasına kadar
kanlı (!) biçimde devam etti.


SARUHAN BABA
Saruhan Ayber’i (Saruhan ağabeyi, daha da doğrusu benim için Saruhan Babayı)
Yeni Asır’ın başına atandığı dönemde çok yakından tanıdım ve birlikte yıllarca
çalıştık. Özel şoförü Kaan İlhami Polat da, çok sevdiğimiz adam gibi bir adamdı.
Bir patron vekili ve son derece büyük yetkilerle donatılmış bir genel yönetmen
olarak Saruhan Ayber’in 4. kattaki üst yönetim odasına çağırdığı ilk gazetecilerden
biriydim. O gün bana, daha şöyle bir koltuğa otur bile demeden, takır takır babacan

ama sert bir şekilde şunları söyledi:
“.. Yaşar, sen bana Akın Simav’dan yadigarsın… Can dostum şair Turgay
Gönenç’ten de seni çok işittim. Normal kültür-sanat yönetmenliği görevinin
dışında sana çok önemli bir görev daha veriyorum.
Sana derhal koca bir sayfa veriyorum. İsmi “EGE’DE ZAMAN” olacak.
Ege’nin tarihini kültürünü her Pazar koca bir sayfada yazacaksın.
Ben bunu Bursa’da denedim, “Bursa’da Zamanı” 12 Mart darbesi
mağdurlarından eski Tank Binbaşısı tarihçi Yılmaz Akkılıç’a yazdırdım. Adam
bir anda meşhur oldu, tirajda patlama yaptık. Sen de onun kadar başarılı
olacaksın, haydi kollarını sıva, ilkyazını bu Pazar yayınlıyoruz.”
Saruhan Ayber bunu bana söylediğinde zaman, günlerden Perşembe idi. Kolları
sıvadım. İlkyazımda Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’in Hukuk-u Beşer gazetesinde
klişeci ve musahhih olarak çalışan 85 yaşındaki Eyüp Timurmülk ile söyleşi yapıp
yayınladım.

(Yaşar Aksoy, Prof.Barış Doster, Serdar Kızık ve Orhan Ayber.. Emperyalizmle
Mücadele Ütopyaları Buluşması, Karaburun, 2022.. (Dağarcık Türkiye
Organizasyonu)


Yazı, Pazar günü gümbür gümbür yayınlandı… Tarih, 17 Mayıs 1987 idi…
Böylece “Ege’de Zaman” sayfalarım doğumumu yaptı ve Egeli insanın beynine her
Pazar günü bir ırmak gibi kültür, sanat ve tarih olaylarını akıttı. Ben bu yazılar
sayesinde bir anda ünlü olmaya başladım.


Saruhan Ayber tam isabet yapmıştı.
Benim “Ege’de Zaman” yazılarım yıllarca devam etti… Tam sayfa Ege’nin taa
kalbine kadar uzandım, bana çok büyük bir olanak sağlanmıştı, var gücümle
emekleyerek çalıştım, bu yazılarımla onlarca ödül adım, gerçekten şöhrete kavuştum,
ismim sokaklara parklara verildi, “Ege’de Zaman” yazılarım sonra Hürriyet’te yine tam
sayfa devam etti.


BÜYÜK DESTEKÇİLERİM
Saruhan Ayber, Yeni Asır’dan ayrıldıktan sonra daima yazılarımı izledi, beni pek
sevdi, kucakladı, destekledi…
Beni gazetecilikte Çetin Gürel yaratmıştır, Güngör Mengi tüm gücünle destek
olmuştur, Akın Simav sahiplenmiştir, daha sonra Saruhan Ayber ise bana yörünge
çizmiştir, Hakan Tartan da Hürriyet’te bu yörüngenin devamını sağlamıştır. Bu
yörünge ben, 2012’de TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’nın “Onur Yazarı” seçilmeme kadar
devam etti. Bu noktaya ulaşabilen başka İzmirli gazeteci yoktur.
Bu bakımdan Saruhan Ayber’in elini bin kere öperim, bin kere ona kucak dolusu
sevgilerimi sunarım ve ona bin kere rahmet dilerim.

Büyük insandı, büyük gazeteciydi, ama en önce gazeteci babasıydı. Yüzlerce
gazeteciye Bursa, İzmir ve İstanbul’da ağabeylik yapmıştır. Benim de sanki ağabeyim
değil, babam gibiydi… Gözyaşları içinde daha geniş anılarımı bu konuda yazmaya
söz veriyorum, ailesine başsağlığı, kardeşi can dostum, vatansever mütevazi ve
kadirbilir Atatürkçü yazar Orhan Ayber’e de ne yazık ki kaybettik, Ayber ailesine
ayrıca başsağlığı dilerim.


Saruhan Ayber’in özgeçmişini vermek durumundayım:


EMEK ÖZGEÇMİŞİ
1939 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Manisa’da, yüksek öğrenimi
Ege Üniversitesi İşletme Bölümü’nde tamamladı. Eğitime devam ederken, 1960
yılında Nedim Çapman’ın çıkardığı Zaman Gazetesi’nde gazeteciliğe ilk adımı attı.
Daha sonra sırasıyla, Demokrat İzmir, Sabah Postası ve Yeni Asır Gazetesi’nde
görev yaptı.


Bu arada öğretim görevlisi olarak 1969-1973 yılları arasında Ege Üniversitesi

Gazetecilik ve İletişim Fakültesi’nde meslek dersleri verdi. 1973 yılında İzmir Ekspres
Gazetesi’nde Genel Yayın Müdürlüğü yaptı.
1974 yılında Bursa Hakimiyet Gazetesi’ni kurdu ve 1987 yılına kadar gazeteyi
yönetti. Daha sonra tekrar, Yeni Asır Gazetesi ve Günaydın Gazetesi Genel Yayın
Müdürlüğü, Yeni Günaydın Gazetesi’nin de sahipliğini yaptı. 1996 yılında Bursa’da
AS TV’nin kuruluşunu gerçekleştirdi. Olay Medya’da Murahhas Üyelik yaptı. Medya S
Grubunda Murahhas Üye iken, mesleğinin 40. yılını tamamladığı gün gazeteciliğe
veda etti. Ayber, evli ve iki çocuk babasıydı.


Cenazesi 17 Ekim 2014 Cuma günü kaldırılan olan Saruhan Ayber için ilk tören
saat 14:00’te, bir dönem başkanlığını da yaptığı Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nde
yapıldı. Ayber’in cenazesi buradan Organize Sanayi Bölgesi Camii’ne götürülüp,
ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Hamitler Kent Mezarlığı’nda toprağa
verildi.


SEVGİYLE ANIYORUZ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Saruhan Ayber’in ölümüyle ilgili
yayınladığı mesajda “Değerli üyemiz, Saruhan Ayber’i kaybettik. Gazetecilik
mesleğine uzun yıllar hizmet veren Saruhan Ayber’i sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Saruhan Ayber’in ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” dedi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel
Başkanı Atila Sertel, Saruhan Ayber’in vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı.
Sertel, mesajında şunları söyledi: “İzmir’in yetiştirdiği önemli değerlerden meslek
büyüğümüz Saruhan Ayber’i kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Duayen gazeteci
Saruhan Ayber, 40 yıllık meslek yaşamı boyunca daima genç gazetecilere örnek
oldu, yol açtı. Bugün Türk basınında söz sahibi olan birçok isim de onun yanında
yetişmiştir. Saruhan Ayber’e Allah’tan rahmet, geride kalan ailesi, akrabaları ve Türk
basın topluluğuna başsağlığı dilerim.”


OĞUZ ÖZERDEN İLANI
Yeni Asır’da çok genç yaşlarında gazetecilik yapan Bilgi Üniversitesi Mütevelli
Heyeti Başkanı Oğuz Özerden’in verdiği ilan ise her şeyi özetliyordu:
“Saruhan Ayber’i kaybettik. Sıradan olmayan fikirleriyle, yanlış anlaşılmaya
hiç aldırmayan bir kişilik. Vasatı sevmeyen, her zaman gençlerin önüne açmaya
çalışan bir gazeteci. Hayalperest ama gerçekçi bir insandı. Unutulmayacaksın.
Oğuz Özerden..”


CAN DOSTUM ORHAN AYBER’İ ANIYORUM
Saruhan Ayber’in kardeşi, can dostum Orhan Ayber’i öldüren düzeni de yazmak
boynumuzun borcudur..
TMMOB İzmir Şubesi, 17.5.2025 tarihinde şu açıklamayı yaptı: “Eski Şube
Başkanlarımızdan Orhan Ayber Vefat Etmiştir.. 1963 İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü
Mezunu.. 1981-1992 yılları arasında İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube
Başkanlığını yapan, eski İMO Onur Kurulu üyesi Orhan Ayber vefat etmiştir.
Cenazesi 18 Mayıs 2025 Pazar günü ikindi namazından sonra Manisa Hatuniye
Camisinden kaldırılacaktır. Ailesine, dostlarına, meslektaşlarımıza ve İMO camiasına
başsağlığı diliyoruz.”

Ulusalcı yazar Banu Avar şunları belirtti: “Bu bir öç alma operasyonu mu?! Orhan
Ayber 83 yaşında, 30 yıl önce yapılmış bir projenin zelzele sonucu yıkılması üzerine,
tüm vebali omuzlarına yüklenmiş olarak hapse atıldı. Bakımsızlıktan felç oldu.
Hastaneye kelepçeli götürüldü.. Sonra vefat etti.

 


GÖZLEM gazetesi yazarı ve Konak Belediyesi eski Başkanı Muzaffer Tunçağ ise
şunları vurguladı: “Orhan Ayber'i günah keçisi' ilan etmek!.. Bunca yıl kalitesini
yükseltmek için çabaladığı mesleğinde, kaderin bir cilvesi olarak 83 yaşında 13 yıl
hapse mahkum edilmesi ve adeta işkence altında günler geçirmesi, Orhan Ayber’e
layık değildir..”


SONUÇ: Emperyalizmle Mücadele yoldaşım, her ideolojik konuda beraber
yürüdüğümüz, uzun yıllarca kalem oynattığımız, gazete haberlerinde ve televizyon
yayınlarında ömür boyu yan yana yer aldığımız, yurtsever ve sosyalist, halkımızın
güzide evladı Orhan Ayber’i daha geniş yayınlarda yazmak ve anlatmak boynumun
borcu olsun. Başta eşi Aysel Ayber’e ve acılı ailesine baş sağlığı dilerim. Rahmetle..

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika