İzmir'de Son Dakika

İzmir’de lavabo ve duş suları arıtılarak tekrar kullanılacak, çöpünü ayrıştırmayana ceza uygulanacak

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay Egeli TV yayında önemli açıklamalar yaptı. Tugay, “Lavabo, mutfak ve duş suları arıtılarak tekrar kullanılacak. . Yakında önce kendi binalarımızdan ama daha sonra mümkün olduğunca yayarak bütün büyük binalardan gri su dönüşümünü sağlayacağız. Çöplerin ayrıştırılarak toplanması zorunlu olacak. Uymayana ceza uygulanacak” dedi.
İzmir’de lavabo ve duş suları arıtılarak tekrar kullanılacak, çöpünü ayrıştırmayana ceza uygulanacak
Haberler / Güncel
25 Kasım 2025 Salı 10:27

 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay Egeli TV yayında önemli açıklamalar yaptı. Tugay, “Lavoba, mutfak ve duş suları arıtılarak tekrar kullanılacak. . Yakında önce kendi binalarımızdan ama daha sonra mümkün olduğunca yayarak bütün büyük binalardan gri su dönüşümünü sağlayacağız. Çöplerin ayrıştırılarak toplanması zorunlu olacak. Uymayana ceza uygulanacak” dedi.

LAVABO, MUTFAK VE DUŞ SULARI ARITILARAK TEKRAR KULLANILACAK

 

-İzmir’de ne yazık ki ciddi bir su krizi var. Yaz ortasından bugüne kadar iki günde bir gece kesintileri devam ediyor. Bu kesintiler sürecek mi? Gündüz kesintileri gündemde mi? İzmir’in su durumu nedir? 

Şu anda kesinti çok yoğun değil. İki günde bir, grup grup bazı ilçelerde oluyor. Bu kesintiler %10 civarında bir tasarruf sağlıyor aslında. Bu arada yeni su kaynakları bulmayla ilgili de yoğun çalışıyoruz. Bunlar ne yazık ki işte barajlar gibi değil. Çünkü yağmur yağmayınca barajlarda su birikmiyor ama yeraltından yeni su kaynakları çıkarıyoruz. Bunlar limitli. Onu biliyoruz. Bir süre sonra bunlar da tükenir. O nedenle suyu daha tasarruflu kullanmak. Aynı zamanda su kullanımı ile ilgili bazı belki daha radikal diyebileceğimiz kararları almak yönünde ilerliyoruz.
Mesela o radikal kararlardan en önemlisini söyleyeyim size. Gri su dediğimiz atık sular var. Yani bir kanalizasyon atıkları var biliyorsunuz, kirli su. Bir de onun dışında lavabolardan, duşlardan ve mutfaktan falan gelen atık su var. Bunlar aslında basit arıtma sistemleriyle arıtılıp tekrar kullanılabiliyor. Ama nerede kullanılıyor? Rezervuarlarda kullanılıyor bir de peyzaj sulamalarında kullanılıyor. Bununla ilgili şu anda yoğun çalışıyoruz. Yakında önce kendi binalarımızdan ama daha sonra mümkün olduğunca yayarak bütün büyük binalardan gri su dönüşümünü sağlayacağız.


Arıtmalardan çıkan suyu da tarımda kullanılabilir ya da yine sanayide ya da bazı evsel kullanımlarda, araba yıkamada falan mesela kullanılabilir hale getireceğiz. Onları çalışıyoruz şu anda. 

-Yani kesinti anlamında bir karar var mı şu anda? Gündüz kesintileri gündeme gelecek mi?

Şu andaki hesaplamalarımıza göre bu tür iki günde bir bazı semtlerdeki gece kesintileriyle biz yaza kadar gideriz. Bu arada da mutlaka yağmurlar yağacaktır yani. Hiç yağmazsa zaten bir felaketi yaşıyoruz demektir. Yağmurlar bolca yağsa duracağız ama olmayınca bir miktar dikkatli gitmeyi tasarruf yapmak anlamında gerekli görüyoruz. 

ÇİĞLİ ARITMA TESİSİ BAKANLIK İZNİNİ ALDI

-İzmir’de kronik bir Körfez kirliliği var. En son Çiğli Arıtma Tesisi’nde 4. Faz’ın devreye girmesiyle önemli bir hamle yapıldı. 4. Fazın devreye Körfez’deki beklenen iyileşme gerçekleşti mi? Bir de Çiğli Arıtma Tesisi’nin Bakanlık tarafından verilen izin belgeleri olmadığı için kesilen para cezaları gündemdeydi. Gerekli standartlar sağlanıp bu izinler alındı mı?

Aslında Çiğli Arıtmada bazı eksikler vardı. O yüzden de çevre izin belgesi yoktu. Şimdi o eksikliklerin tamamı giderildi. Dördüncü faz da açıldı. O yüzden artık o belgeyi alabiliyoruz ve dolayısıyla indirimlerden de yararlanabileceğiz. Atıkları devamlı takip eden ve Bakanlığa otomatik olarak bildiren bir sistem var. Onu da kurduk. Bizim dışımızda da kendi içerisinde takibi falan garantili bir istem olacak. 

-Dördüncü fazın devreye alınması ve diğer eksiklerin tamamlanmasının etkileri görüldü mü?
Şu anda çok temiz bir su çıkışı var. Körfezi kesinlikle kirletmiyor. Yağmur yağsa da, yüklenme olsa da olmuyor. Zaten Körfez'deki değerler de gerçekten hızlıca düzeliyor yani. Körfezin şu anda suyu çok iyi durumda.


Şimdi yaşadığımız bu koku ve renk değişikliği problemi Alg patlaması denen olay. Yani tamamen biyolojik bir durum. İçeride bir mikroorganizma, alg denen bir mikroorganizma fitoplankton da diyorlar. O tür bir şey. Onların birkaç türü var. Bazıları yeşil renkli, bazıları işte kırmızı kahverengi renkli, hatta beyaz renkli olan var. Dönem dönem bunların farklı türleri bir anda böyle patlama tarzında çoğalıyor.
Özellikle Bayraklı civarı, liman bölgesi zaman zaman Karşıyaka önünde. Oralarda su durgun. Çok akıntı yok yani. Suyun sirkülasyonu yok. O yüzden oralarda oluyor. Ve sığ tabii. Sığ ve durgun su özellikle sıcak havada bunların üremesine çok uygun hale geliyor. Yani bu alg patlaması denen olay dünyanın çok yerinde var. Türkiye'nin çok yerinde de var.


Bizde bu kadar öne çıkmasının nedeni Körfezin şehrin içinde olması. Yani çevresinde biz yerleşmiş durumdayız ve dolayısıyla orada olan değişikliklerden doğrudan etkileniyoruz. Yani kokudan da, görüntüden de doğrudan etkileniyoruz. Ama inanın yani geçen gün İstanbul havaalanından uçak kalktı. Denizin ortasına üzerine doğru yükselirken havaalanına yakın koylarda aynı renk değişikliklerini gördüm. Oralarda var. Marmara Denizi zaten meşhur biliyorsunuz müsilajı ile bu tür problemleriyle. Onun dışında mesela Avustralya başkonsolosluğu ziyaretime gelmişti. Onunla konuştuk. Avustralya'nın güney kıyılarında çokça bunlardan var. Akdeniz'in çokça körfezinde kıyısında bunlardan var ama bizim daha ağır yaşıyor olmamızın nedeni körfezin çok içeride olması. Evet. o aynı zamanda denizin temizliği ile ilgili de bir zorluk yaratıyor.
Çünkü sirkülasyon olmuyor. İşte bu denizin daha köklü temizlenmesi için mutlaka dip temizliği lazım. Ve akıntı oluşması için de mutlaka bu bahsedilen kanalların yapılması lazım. Yani bunlar için şu anda önce izin gerekiyor. Sonra bunları yapabileceğimiz bazı teknikler gerekiyor. Yabancı ülkelerden destekler istedik. Şubat ya da Mart ayında uluslararası bir sempozyum ve çalıştay yapmayı planlıyoruz. Bu alg patlaması ile ilgili biyolojik bir çözüm üretebilir miyiz diye bilim insanlarına soracağız. Dünyanın pek çok yerinden bilim insanını davet edeceğiz. Muhtemelen dünyada şu ana kadar bu konuda yapılmış en geniş toplantıyı yapacağız burada. Bunu sadece konuşmak için değil. İzmir'i bu işlerin araştırmalarının bir merkezi olarak aynı zamanda yapılandırmak için yapıyoruz.

-Kentte sıcak konulardan biri de katı atık sorunu. “Çöp atık sorununu İzmir’in gündeminden çıkaracağız” sözüyle önemli bir hedef koydunuz. Bu konuda gelinen son aşama nedir? 

Uzun yıllar boyunca artık çöplerin toplanması ve bertarafı ile ilgili sistemin doğru kurulduğu bir şekle döneceğiz. Buna emin olabilirsiniz. Çünkü bu bizim asli işlerimizden birisi. Ben bu konuyu ertelemeyerek artık bugün ne yapmamız gerekiyorsa onunla ilgili atılacak bütün adımları atacağım. 
Harmandalı alanının kullanımı yılsonuna kadar uzatıldı. Sonrasında Bakanlığın değerlendirmesi önemli.  Biraz daha kullanım ihtiyacı olabilir. 
Biz Yamanlarda bir yakma tesisi, Bornova'da Naldöken bölgesinde yerleşim yerlerinden uzak böyle çukurda bir alanda yine bir entegre tesis yapacağız.
Onun dışında aslında geri dönüşüm tesisleri yapacağız pek çok. Kompost tesisleri yapacağız. Hafriyat atıklarının öğütüldüğü tesisler yapacağız. Mobilya atıklarının öğütüldüğü tesisler yapacağız. Bunların her birisini ayrı ayrı sayıyorum. Çünkü aslında atık dediğimiz, çöp dediğimiz şey bunları da kapsıyor. Yani bir sürü organik atık, sebze meyve atığı, yemek atığı falan çöpe gidiyor. Bugün ve onlar da işte çöp tesislerine ya da çöp dökme alanlarında oluyor.

ÇÖPLERİ AYRIŞTIRILMASI ZORUNLU OLACAK, YAPMAYANA CEZA UYGULANACAK

Bunları ayrı ayrıştırdığımız zaman çöp yükünü genel olarak azaltmış olacağız. Yani şu anda günde 5500 ton civarında günlük atık toplanıyor İzmir’den. Çöp atılıyor ve bunların en az yarısı aslında geri dönüştürülebilir atıklar. İşte bu evlerden, iş yerlerinden kapı kapı ayrıştırarak artık atıkları toplamaya başladık. Bunu 2 sene içerisinde bütün İzmir'e, bütün evlere, bütün yerleşim alanlarına yaymış olacağız. Ondan sonra zorunlu hale getireceğiz. Uymayanlara ceza kesilecek. Bu da çöp yükünü epey bir azaltacak.

HERKESİN FİKRİNİ DEĞERLENDİRECEK SİSTEM
Geçen hafta İzmir Meds Teknoloji ve İnovasyon Zirvesi'nde İnovasyon Fonu kurulacağını açıkladınız. İzmir'in bu konuda öncü olacağını söylediniz. Bu kapsamda neler yapılacak? 

Bugün çağdaş yönetim anlayışında mutlaka kurum çalışanlarının her biri inovasyon kişisi olmalı diye tavsiye ediliyor. Bu arada bürokrasiyi ve hiyerarşiyi olabildiğince azaltın deniyor. Bu çerçevede baktığımız konu. Biz inovasyon kültürünü önce İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne daha sonra da İzmir'in tamamına yaymak istiyoruz. Bunun tabii teşvik edilmesi gerekiyor. Yani sistem ona göre kurulmalı. 
Herhangi bir problemin giderilmesi için ne yapılacağı ile ilgili herkesin bir fikri olabiliyor. Bazıları gerçekten iyi fikirler olabiliyor. Ama işte hiyerarşik düzende kimse kimseye tam olarak bu fikri sormuyor. Bu fikirler daha öp planda olacak. Yani katkıda bulunabilecek herkesin hem kurum çalışanı olsun hem dışarıdan insanlar olsun fikirleri değerli olacak. Onları dinleyen, uygulamaya sokan bir kurum anlayışı olacak. Fon, bu önerileri getirecek insanlara kaynak sağlayacak.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika