Kuruluşundan bu yana temel prensibini “koruma – rehabilitasyon – doğaya kazandırma” olarak belirleyen İzmir Doğal Yaşam Parkı, doğaya dönme potansiyeli olan her türü titizlikle tedavi ederek yeniden yaban yaşamına saldı. Doğal yaşamda hayatta kalma şansı bulunmayan ya da Türkiye ekosistemine ait olmadığı için doğaya bırakılamayan hayvanlar ise şehrin dışında oluşturulan geniş, doğal habitatlara yerleştirildi. Bu alanlarda toprakla temas eden, hareket özgürlüğüne sahip olan hayvanlar, yaban hayatını taklit eden koşullarda sürdürülebilir bir yaşam alanına kavuştu.
Park, geçen 17 yılda 8 binden fazla yaban hayvanını tedavi ederek doğaya geri kazandırdı. Ayrıca Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği’ne (EAZA) üyelik hakkı kazanarak uluslararası standartlarda faaliyet yürüttüğünü belgeledi. Bu üyelik, İzmir Doğal Yaşam Parkı’nı sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da örnek gösterilen merkezleri arasına taşıdı.
İzmir Doğal Yaşam Parkı, hayvan refahını önceleyen yaklaşımıyla hem yaban hayatının korunmasına hem de gelecek nesillere daha güçlü bir ekosistem bırakılmasına katkı sunmaya devam ediyor.