İzmir'de Son Dakika

İzmirli gazeteciler siyasette yaşananların perde arkasını anlattı

İzmir’in tecrübeli Gazetecileri Mustafa Yılmaz ve Ümit Yaldız İzmir siyasetinde ve yerel yönetimlerde yaşananların perde arkasını Egeli TV’de anlattı. Aynı zamanda İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü de olan Ümit Yaldız son araştırma sonuçlarının ipuçlarını da verdi.
İzmirli gazeteciler siyasette yaşananların perde arkasını anlattı
Haberler / Politika
15 Nisan 2025 Salı 11:13

İzmir’in tecrübeli Gazetecileri Mustafa Yılmaz ve Ümit Yaldız İzmir siyasetinde ve yerel yönetimlerde yaşananların perde arkasını Egeli TV’de anlattı. Aynı zamanda İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü de olan Ümit Yaldız son araştırma sonuçlarının ipuçlarını da verdi.

Deniz Yücel ve Murat Bakan’ın İzmir’in yerel konularında topa girmediğini ama parti içi konularda geri durmadıklarını hatırlatan Yaldız, “Kurultay’dan sonra CHP’de patlak veren bir kriz var. Kurultay’daki itiş, kakışın yansımaları İzmir’e ciddi anlamda oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın talepleriyle ilgili tartışmaların çıktığı, sonrasında ilçe belediye başkanlarının topyekun bir araya gelip birlikte hareket etme kararı aldığı belirtildi. Geçmiş dönemlerde Aziz Kocaoğlu’na ‘mahşerin 7 atlıları’ diye belediye başkanları grubu çıkmıştı. Buna benzer bir organizasyonun olabileceği ve bu organizasyon daha başlamadan şu ve ya bu şekilde bir kelle almış görünüyor. Partiiçi bir kelle. Bir kazan kaldırıldı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a karşı. O kazan kaldırma operasyonları sırasında Deniz Yücel ile Murat Bakan’ın kazan kaldıranlara destek olduğu değerlendirmeleri var. İkisi de ‘Biz bu olayların dışındayız’ demediler. Bunlar konuşuluyor. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yanında olmak bir yana ona karşı olan parti içi ayaklanmaya destek verdi bu iki isim. Öyle görünüyor. Levent Yıldır’ı Grup Başkan Vekilliği ve İmar Komisyonu görevlerinden aldırmış görünüyorlar. Büyükşehir Belediye Başkanının yakın çalışma arkadaşlarından biri parti içi ayaklanmanın sonucu görevden azledilmiş oluyor. ‘Belediyeyi Silkeleyin denildiğinde’ olay yerine çok intikal etmeyenler ‘Cemil Tugay’ı silkeleyin’ dendiğinde olay mahalline intikal etmişler. Bu görünüyor. Parti içi muhalefet ilk raundu kazanmış görünüyor” ifadelerini kullandı.

 

SON SÜREÇLER CHP’yi İÇ SİYASETTE ÖNE GEÇİRDİ

Son gelişmelerden sonra duygusal açıdan açıdan seçmenin zihninin karışık olduğunu vurgulayan Yaldız, “Özgür Özel bir ay öncesine göre daha başarılı bir noktada duruyor. Ben bunu pek çok güvendiğim araştırmayı kendi araştırmalarımızla karşılaştırarak söylüyorum. Özgür Özel muhalefet lideri olarak daha güçlü bir noktada duruyor. Mitinglerle bu gücünü daha pekiştirmeye çalışıyor. Bugün hükümeti bir erken seçime zorlama, Ekrem İmamoğlu ve ekibinin tutukluluğuna son verme gibi kazanımlar için muhalefet sahada oluyor. Bunu organize eden, bunu yürüten ve olağanüstü kurultay başarısıyla da bu anlamda puan kazanan bir Özgür Özel var ortada. İktidar cephesi ise gücünü daha ziyade dış politikadaki kaotik süreçten alıyor. Dünya büyük savrulmanın eşiğinde. Ama tabii ki son süreçte daha kitlileri harekete geçirebilen, kitleleri mobilize edebilen yapısıyla CHP daha avantajlı pozisyonda. Ama ufukta bir seçim yok. Ufukta bir seçim olduğunda iktidar birçok adımını gözden geçirip bazı yumuşuma sinyalleri, demokratikleşme politikası uygulayabilir. Sessiz sedasız süren bir İmralı süreci var. İmralı heyeti Erdoğan’la fotoğraf verdi. Pervin Buldan’ın yaptığı açıklamalar var. Öcalan’ın özgürleştirilmesinden bahsediliyor. Fiziki özgürleştirilmesinden bahsediliyor. Birkaç parametre seçmenin kararlarını etkileyecektir. Bunlardan biri kuşkusuz İmralı ile yürütülen süreç. Biri ABD-Çin savaşının arasında ve Avrupa Birliği ile bizim savrulmamız. Erdoğan’ın açıklamalarına göre çok büyük bir ekonomik kasırganın dünyayı altüst etmesinden korkuluyor. Ciddi sonuçları olacağını söyledi. Her ne kadar biz hazırlıyız dese de buna seçmen çok da inanamıyor şu anda. Ama siyaseti ölçüp çıkarım sağlamak için bugün erken. Özgür Özel’in ve CHP’nin hem yaşadığı mağduriyet, Cumhurbaşkanı adayının tutuklanması başta olmak üzere son süreçler, boykotlar, gösteriler, mitinglerle iç siyasette daha güçlü pozisyonda olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz.”

 

 

İZMİR İKTİDAR TARAFINDAN GÖRÜNMEZLER LİGİ’NE ALINDI

Yaldız şu bilgileri verdi: “CHP MYK’sında büyük bir değişiklik olmadığı için İzmir’den temsil edenlerin sayısı azalmadı, artmadı. Zaten MYK’nın bütününde de çok bir şey değişmedi. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu dönemlerinde İzmir biraz ihmal edilmişti. Biz bunu dile getirdiğimizde Kemal Kılıçdaroğlu İzmir milletvekili zaten deniyordu. İzmir iktidar tarafından da bir biçimde görünmezler ligine alındı. İzmir kabinede üç senedir yok. Buna karşılık Konya’dan 4 ya da 5 bakan var. Konya’dan 4-5 bakanın olduğu İzmir kabinesinde İzmir 3 senedir sıfır çekiyor. İzmir’i yok sayıyor. Binali Yıldırım 2011’de İzmir milletvekili oldu. Başbakanlığa kadar yükseldi. Son Başbakan İzmir’den çıktı. Özellikle Binali Yıldırım’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduğu 2019’dan bu yana AK Parti, genel olarak Hükümet İzmir’i görmezden geliyor. İzmir’de bir yüzde 25-30 oyu var. 1 milyon oyu alıyor. Milletvekillerini alıyor. Genel olarak Batı’ya bakışı sorunlu iktidar partisinin. Batı illerinden Kabine’de ciddi bir temsiliyet yok. Karadenizliler, Konyalılar, İstanbullular var. Doğu illeri temsiliyetinde de sorun yok. Siz Kabine’de onu görmezseniz, oranın politikasına eğilmezseniz, oranın yatırım alanlarını öylesine kararlarla geçerseniz vatandaş da yerel seçimlerde kırmızı kartı çıkartıyor. AK Parti 2002’den sonra yerel anlamda kalesi gibi olan şehirlerden uzaklaştırıldı. Denizli’de yok, Balıkesir’de yok. Kütahya’da yok. Afyon’da yok. Uşak’ta yok. Buralar iktidar partisinin kalesiydi. Siz buralarla ilgili Batı’ya özel politika geliştirmediğiniz zaman Batı’yı görmezden geldiğiniz zaman, Batı’dan MYK ya da başka alanlara taşıdığınız kişiler de Batı’nın hassasiyetleri noktasında bir dil, bir üslup geliştirmediği zaman nobran, üstenci, Erdoğan’ın adeta taklidi gibi davranırsa bu sonuçlar ortaya çıkar. 1 milyon oy aldığınız İzmir’e Kabine’de bir koltuk vermiyorsanız burada karşılıklı iletişim hatları kopmuş demektir.”

 

MEHMET ŞİMŞEK’İN ÖNLEMLERİ AK PARTİ’YE YEREL SEÇİMLERİ KAYBETTİRMİŞTİ

Yaldız, “ABD ile Çin arasındaki bu savaş sadece ekonomik açıdan değil, sosyolojik açıdan da siyasal açıdan da pek çok sonucu doğuracak gibi görünüyor. Hem Birinci Dünya Savaşı’nın hem de İkinci Dünya Savaşının sebeplerinin benzer ekonomik sebepler olduğunu biliyoruz. Bugün yaşanan itişme ve kavga nereye varır? Bir akıl tutulması da var. Biz yıllarca küreselleşmeyi konuştuk. Artık devletler değil uluslararası şirketler dünyayı yönetecek deniyordu. Bu kavaramlar ABD’nin icadı olarak masaya konuldu. Ama şu anda ABD devletleşme politikasına geri döndü. Küreselleşmeyi, ABD feshetti adeta. Bu durum tüm dünyayı olduğu gibi bizi de de kötü yönde etkileyecek.

Recep Tayyip Erdoğan’ı siyasi bir lider olarak dünya kabul etmiş. Dünya liginde bir yeri var. Biz İntegral olarak ‘de yaptığımız araştırmalarda da Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politika alanında güven sağladığını görüyoruz. Ekonomi yönetimine 20 puan veriliyorsa, dış politika yönetimine 40 puan veriliyor. Bugün muz alamayan emekli tüm bu yanlış ekonomi politikalarının kurbanı. Erdoğan dışarıda olduğu kadar içeride başarılı bir lider değil. Her ne kadar ben ekonomistim açıklaması yapıp 2018’de bu kimlik üzerinden vatandaştan ‘Verin yetkiyi, görün etkiye diyerek oy istemiş olsa da ekonomiyi emanet ettiği kurmaylar ortadaydı. Tüm dünya faiz yükseltirken, biz ısrarla faiz indirdik ve battık. Rezerv, mezerv kalmadı. Muhalefetin 125 milyar dolar nerede kavgası da buradan başlıyor. Sonra baktı ki yapılacak bir şey kalmadı, artık tulumbada su da bitti, hamle de kalmadı. Daha önce Halk Bankası’nı batırmakla suçladığı Mehmet Şimşek’i geri getirmek zorunda kaldı. O acı reçeteyi kendisiyle beraber Türk halkı içmek zorunda kaldı. Hepimiz o acı reçetenin kurbanıyız. Muz alamayan o yüzden muz alamıyor. Mehmet Şimşek uluslararası çevrelerde kabul gören bir isim. Olması gereken çerçevede önlemler aldı. Bu önlemler yerel seçimlerde kaybettiren önlemlerdir. İlk defa Sayın Cumhurbaşkanı yerel seçimlerde kaybetti. Ben Egeli TV stüdyolarında söyledim. AK Parti’nin rakibi CHP’liler değildi. Ekonomidir dedim. Recep Tayyip Erdoğan ilk defa bir seçim öncesi popülist davranamadı. Bir şeyler vermek istedi ama veremedi. Emekliye 5 milyon lira seyyanen zam yapsaydı yahut sözünü verebilseydi, 16 bin lira alan asgari ücretliye geçen Temmuzda 20 bin lira veriyorum diyebilmiş olsaydı, bugün AK Parti kaybettiği belediyelerin üçte birini kaybetmemiş olurdu. Bunu İzmir’deki ilçelerden birçoğunu sayabiliriz. Bunu Balıkesir, Afyon ve Kütahya gibi Cumhur İttifakı’nın güçlü olduğu zeminleri sayabiliriz. İşte o dönemde yanlış ekonomi politikaları nedeniyle Erdoğan, Uluslararası çevrelere Mehmet Şimşek üzerinden verdiği sözleri tutmak uğruna hiçbir şey yapamamanın bedelini siyaseten ödedi. O da acı reçeteyi içti dediğim o. Yoksa ekonomik olarak içtiği bir reçete yok o cephede. Acı reçeteyi ekonomik olarak biz kullanıyoruz. Sıradan halk kullanıyor. Emekli, asgari ücretli kullanıyor” diye konuştu.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER ASAYİŞ YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika