LAL TALAY - İEF söyleşiler başlığı altında “Stand-up Sakata Gelme” söyleşisi en çok dikkat çeken etkinliklerden birisi oldu. Uzun yıllar İzmir Valiliği Engelliler Koordinatörlüğü ardından Balçova Belediyesi Engelliler Merkezi müdürlüğü görevini başarıyla yürütem şimdi de İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelliler Koordinatörlüğünde hizmet veren Rıza Mutkilioğlu engellilik farkındalığına mizahi bir anlatımla yaklaştığı bir saatlik söyleşide Türkiye’de ilk defa konuya farklı bir pencereden bakmamızı sağladı.
Engellilerin başına gelen traji komik olaylara gülerken aynı zamanda çok da düşündük, empati yaptık, yaşadıklarını anlamaya çalıştık. Geçirdiği çocuk felci nedeniyle engelli kalan ve STK’lar ve engelli hakları konusunda kapsamlı çalışmaları ile camiada tanınan Rıza Mutkilioğlu bu etkinliğin devam edeceği bilgisini verdi.

Rampanın Başında Durup Düşünmek
Elinde fuar haritasıyla gezen 17 yaşındaki Elif, arkadaşlarının ısrarıyla tekerlekli sandalye parkurunu denemeye karar verdi. İlk başta kolay sanmıştı. Ancak dar bir rampadan çıkmaya çalışırken yüzündeki gülümseme yerini şaşkınlığa bıraktı. Kolları yoruldu, nefesi hızlandı. Parkur bittiğinde sandalyesinden kalkıp etrafına bakarken şunu söyledi:
“Benim için sadece birkaç dakikaydı. Ama bir başkası için bütün hayat bu. Bunu burada anlamak çok şey değiştirdi.”
Onun sözleri, fuarda dolaşan herkesin kulağına bir ders gibi yayıldı.
Karanlık Odanın Sessizliği
Bir başka köşede ise bambaşka bir deneyim yaşanıyordu. Ziyaretçiler karanlık odaya girerken meraklıydı; çıkarken ise derin düşüncelere dalmıştı. İçeride göz gözü görmüyordu, adımlar tereddütlüydü. Bir çocuk, odadan çıkar çıkmaz annesinin elini sıkıca tuttu ve fısıldadı:
“Anne, ben karanlıkta çok korktum. Ama bazıları hep böyle yaşıyor, değil mi?”
O anda annesinin gözleri doldu.
Boccia ile Paylaşılan Kahkahalar
Fuarın başka bir alanında engelli ve engelsiz bireyler Boccia oynuyordu. Toplar yuvarlanırken rekabet değil, dostluk öne çıktı. Bir genç, attığı top hedefin uzağına gidince kahkahayı bastı; tekerlekli sandalyesindeki takım arkadaşı ona gülümseyerek,
“Önemli değil, birlikte oynuyoruz ya, işte o yeter”
dedi. O cümle, sporun asıl amacını herkese hatırlattı.
Küçük Eller, Büyük İzler
“Elim Sende Farkındalık Projesi” atölyesinde çocuklar rengârenk boyalara daldı. Masanın başında oturan 9 yaşındaki Defne, yanındaki görme engelli arkadaşıyla birlikte bir güneş resmi yaptı. Sonra gururla gazetecilere gösterip şunu söyledi:
“Tek başıma çizsem bu kadar güzel olmazdı. Birlikte yaptık, daha güçlü oldu.”
Engelsiz Bir Gelecek İçin
İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Çalışmaları Birimi’nin düzenlediği etkinlikler sadece birkaç saatlik deneyimlerden ibaret değildi. Her parkur, her oyun, her atölye; ziyaretçilere engelli bireylerin hayatına dair unutulmaz izler bıraktı.
94. İzmir Enternasyonal Fuarı, ışıklarla süslenen gecelerinde bir kez daha gösterdi ki: Asıl parıltı, insanların birbirinin dünyasına dokunmasında.