Kemalpaşa Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Işıklı, Türkiye sanayisinin önemli bir gücünü oluşturan fason üretimin kısa vadede üretici firmaları ayakta tuttuğunu ancak sürdürülebilir kalkınma için markalaşmanın artık kaçınılmaz hale geldiğini belirtti.
“TÜRKİYE’DE AR-GE YAPAN MÜHENDİS SAYISI GİDEREK AZALIYOR”
Markalaşma yolculuğunun Türkiye sanayisi için vazgeçilmez olduğunu ifade eden Işıklı, “Türkiye sanayisi çok güçlü bir fason üretim kapasitesine sahip. Hızlı, kaliteli ve esnek üretim yapabilen firmalarımız, özellikle Avrupa pazarı için vazgeçilmez tedarikçiler konumunda. Ancak bu avantaj uzun vadeli kalkınma hedefinden uzaklaştırmamalı” dedi. Ar-Ge yatırımlarının markalaşma sürecinin temel taşı olduğunu vurgulayan Işıklı, ekonomik kriz dönemlerinde Ar-Ge bütçelerinin kısıldığını belirtti: “Ama uzun vadede rekabet gücünü zayıflatıyor. Türkiye’de Ar-Ge yapan mühendis sayısı giderek azalıyor. Büyük ölçekli firmalar dahi bu alanda küçülmeye gidiyor.”
“AR-GE GELECEĞE YATIRIMDIR”
Işıklı, “Türkiye’de üretim yapan sanayi kuruluşları bilgi birikimine, mühendislik altyapısına ve teknolojiye sahip. Ancak Ar-Ge yatırımları olmadan bu potansiyelin katma değere dönüşmesi mümkün değil. Kendi markalarımızla dünyaya açılmak, fason üretimden markalı üretici olmaya geçişin en kritik adımıdır” dedi. Markalaşmanın sadece bir ürün ya da logo tasarımı olmadığını, üretimden pazarlamaya, teknolojiden insan kaynağına kadar tüm süreçleri kapsayan stratejik bir dönüşüm olduğunu söyledi.
“DEVLET AR-GE’Yİ YENİDEN ÖNE ALMALI”
Firmaların tek başına Ar-Ge yapmasının zorlaştığını ifade eden Işıklı, KOBİ’ler için finansal teşviklerin önemine dikkat çekti: “Geçmişte TÜBİTAK ve KOSGEB destekleriyle ciddi projeler geliştirilebiliyordu. Ancak son dönemde destekler azaldı ve erişimi zorlaştı. Hükümetin Ar-Ge konusunda kapsamlı ve sürdürülebilir destek paketleri açıklaması şart.”
“KRİZ DÖNEMİNDE AR-GE’YE DAHA ÇOK YATIRIM YAPILMALI”
Ekonomik krizlerde Ar-Ge harcamalarının kısıldığını belirten Işıklı, “Aslında kriz dönemlerinde Ar-Ge’ye daha fazla kaynak ayırmak gerekir. Ancak maalesef ilk kısılan kalem Ar-Ge oluyor. Bu da uzun vadede inovasyon gücümüzü törpülüyor” dedi.
Bugün yapay zeka, otomasyon ve yüksek teknolojili üretimde geri kalmamak için Ar-Ge’nin önemine işaret eden Işıklı, Türkiye sanayisinin sadece üretim gücüyle değil, teknoloji üretme kabiliyetiyle de ön plana çıkması gerektiğini vurguladı.
"FASONDAN ÇIKIŞ AR-GE İLE MÜMKÜN"
Işıklı, “Fasondan çıkıp markalaşmak, Türkiye’nin kalkınma hedefleri açısından bir zorunluluk. Bunun yolu güçlü bir Ar-Ge kültüründen geçiyor. Devletin bu dönüşüm için firmalara yön göstermesi ve finansal destek sunması artık bir tercih değil, zorunluluktur” ifadelerini kullandı.
Sayfa başına git
GÜNCEL
