İzmir'de Son Dakika

Meme kanseri vakasındaki artış hızı yüzde 40’a ulaştı: Sorumlusu stres mi?

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, Egeli Gazete TV’de meme kanseri vakasındaki artış, hasta sayısının yükselmesinin ardındaki nedenleri ve korunma yöntemlerini Egeli Gazete’ye anlattı.
Meme kanseri vakasındaki artış hızı yüzde 40’a ulaştı: Sorumlusu stres mi?
Haberler / Sağlık
31 Ekim 2025 Cuma 17:56

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, Egeli Gazete TV’de meme kanseri vakasındaki artış, hasta sayısının yükselmesinin ardındaki nedenleri ve korunma yöntemlerini Egeli Gazete’ye anlattı.

Prof. Haydaroğlu, ekim ayının meme kanseri farkındalık ayı olduğunu hatırlatarak, kadınlarda en sık görülen bu kanser türünün dünyada hızla arttığına dikkat çekti.

Haydaroğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün bir yan kuruluşu olan Global Cancer'ın verilerine göre 2000 ila 2020 arasındaki 20 senelik zamanda dünya genelinde meme kanserinde yüzde 40 artış olduğunu ifade etti.

2040 Projeksiyonu çok daha vahim!

İstatistiklerin ilginç bir gerçeğe daha işaret ettiğini söyleyen Haydaroğlu, şu bilgileri verdi:

“Bütün dünyada artış hızı aynı değil. Yani meme kanserinin en çok görüldüğü Kuzey Amerika ülkeleri, Avrupa ülkeleri ve onlardaki artış hızı hız kesmiş. Biraz daha hafif artış, stabile yakın. Grafik eğrilerine baktığımızda düzleşmeye başlamış. Ama Asya ülkeleri Afrika, Güney Amerika onlardaki artış yüzde 40'ların üzerinde. Yani %60'lara kadar çıkıyor rakamlar. Ortalamayı alınca kabaca yüzde 40 artış var. Ayrıca bir de tahmin yapmışlar. Eğer bu hızla artış devam ederse 2040 yılında artış tabii çok daha fazla olacağı için 3.000.000'un üzerinde yeni kanser, 1.000.000 ölüm bekleniyor. O kadar çok meme kanseri ile ilgili riskler var.”

Neden bazı ülkelerde artış hızı yükseldi?

Meme kanserinin artış hızına ilişkin araştırmalar yapıldığını da anlatan Haydaroğlu, “Birçok ülkede ortalama yaş ilerliyor. İlerledikçe kanser görülme oranı da meme kanseri yaş ilerledikçe artacağı için artıyor. Antibiyotikler, tedaviler sayesinde insanlar daha uzun yaşıyor. İkincisi farkındalık çalışmalarının çok artması. Farkındalık çalışması yapılan ülkelerde meme kanseri ölüm oranlarının %30 azaldığı tespit edilmiş” dedi.

Kanser tarama programlarının zayıf olduğu ülkelerde kanser artış hızının da yükseldiğini söyleyen Haydaroğlu, yaşam tarzı hatalarının da vaka sayısında önem taşıdığını aktardı.

Batılı yaşam tarzı sağlıklı mı?

Haydaroğlu, meme kanseri görülme sıklığının Japonya, Çin ve birçok Asya ülkesinde arttığına değinerek, bu bölgede kanser hastalarındaki artış oranının yüzde 40 ila 60 arasında değiştiğini belirtti.

Asya ülkelerindeki söz konusu vaka artışının arkasında yatan nedenin “Batılı yaşam tarzı olduğuna” ilişkin bilimsel araştırmaların olduğunu anlatan Haydaroğlu, şöyle devam etti:

“Kendi alıştıkları yaşam tarzından ziyade Batılı yaşam tarzına özenme, şehirleşme ve o şehirleşme var. Asya ülkesinde daha fakir ülkeler var tabii tarama programları da zayıf olabiliyor. Akdeniz tipi beslenme ile meme kanserini yzüd 30 azaltırız. Hatta meme kanserli hastalarda eğer Akdeniz tipi beslenirlerse nükslerde yüzde 20 azalma görülüyor. Hamburger, yağlı yemekler, kırmızı et, transyağ, nişasta bazlı ürünler, şekerler, kolalar… İşte bunları bol bol yemeye başladılar.”

Yaşam tarzı bir bütün: Stressiz yaşamın önemi

Meme kanserine yönelik farkındalık çalışmalarının yapıldığı ülkelerde hasta artış hızında düşüş olduğunu anlatan Haydaroğlu, sağlıklı beslenme, düzenli uyku, egzersiz yapmak ve stresten uzak durmanın önleyici nitelikte olduğunu vurguladı.

Stresli dönemlerde insan vücudunda bazı değişikliklerin yaşandığını dile getiren Haydaroğlu, şöyle devam etti:

“Bazı insanlar var bütün dünyanın yükünü çeker, sırtlanır, ailesinin, sülalesinin, komşusunun derdini çeker. Televizyonda seyrettiği her türlü korkunç şeye oturur, ağlar. Böyle tipler var. İşte bu stresler farkında olmuyoruz. Ama böbrek üstü böbreklerimizden stres hormonları salgılanmasına neden oluyor. Bunların içinde de en önemlisi kortizol. Bu kortizol salgılandığı zaman merkezisistemi etkilediği için baştan aşağı her bir taraf etkileniyor. Ruh hali bozuluyor, uykusuzluk oluyor. Yani o kadar çok şey etkileniyor ki yani dolaşımından tutun da her bir şeye kadar etkileniyor ama en önemlisi bağışıklık düşüyor. Bağışıklık düştüğü zaman işte o bizim kritik noktamız enfeksiyonlara ve kansere yatkınlık oluyor. Çok duyarız böyle. İşte evin yandı, kızı öldü, damadı kötü çıktı, evi bilmem ne oldu. Ondan sonra kahrından kanser oldu derler. Ama artık biliyoruz ki bu kadar felaketler üst üste gelip her şeyi içine atan insanlarda o stres faktörleri bağışıklığını bozuyor. Bu söylediğimiz mekanizma gerçekten çalışıyor. Dolaylı bir şey yani direkt olarak kanser yapıcı, DNA bozucu etkisi var diyemem ama dolaylı yoldan sonuçta bağışıklık etkilendiği için kansere yatkınlık artabiliyor.”

“Kafanıza tokadan başka bir şey takmayın”

Haydaroğlu, stressiz bir yaşamın sağlıklı bir yaşam için çok değerli olduğunu anlatarak, “Ben hastalarıma ne diyorum biliyor musunuz? Kafana tokadan başka şey takma diyorum? En iyisi o. Yani bazı şeyleri takmamak, kadınların bir parça kendini sevmesi lazım. Kendi bedeni ile ilgisi olması lazım. Onun derdi, bunun derdi… Bunun sonu yok. Tabii ki bir yurttaş olarak, bilinci olarak vazifelerimizi yapacağız, yardımseverliğimizi yapacağız. Ama bir noktaya kadar kendinden sürekli fedakarlık etmek doğru değil” diye konuştu.

Türkiye’deki durum nedir?

Haydaroğlu, literatür taraması yapıldığında meme kanseri sayısına ilişkin Türkiye’de veri toplanmasının çok daha iyi yapılabileceğinin ortaya çıktığına dikkat çekti.

Ayfer Haydaroğlu, 25 yıl müdürlüğünü üstlendiği Ege Üniversitesi Kanser Araştırma Merkezinde ilk kanser kayıtlarının tutulduğunu, bugün o verilere bakıldığında Türkiye’deki meme kanser artışı hızının dünyayla paralel olduğunun anlaşıldığını söyledi.

Kadınlara kansersiz yaşam için öneriler

Meme kanserinden korunmak için kadınların yaşam tarzı hatalarından kaçınması ve 40 yaşından sonra meme kontrollerini muntazam yaptırması gerektiğini dile getiren Haydaroğlu, şöyle konuştu:

“Egzersiz çok önemli, hareketsiz kalmasınlar. Çünkü ne kadar hareket ederlerse kan dolaşımı o kadar hızlanıyor. Çok alkol almasınlar, sigara içmesinler. Alkol ve sigaranın direkt DNA hasarı kanser yapıcı etkileri var. Eğer riskli iseler ailelerinde meme kanseri varsa Akdeniz tipi beslenmeyi tercih etsinler. Başka ne söyleyebiliriz? Mutlu olsunlar. Mutlu olsunlar. Kendilerini biraz sevsinler. Kendileriyle ilgili olsunlar.”

 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika