İzmir'de Son Dakika

Neden hep yorgunuz?

Haberler / Sağlık
20 Şubat 2024 Salı 14:47

Hiç geçmeyen bir yorgunluk, bezginlik, isteksizlik… Ya da bugünlerdeki ifadeyle tükenmişlik sendromu…

Yazar Cal Newport, “Büyük Tükeniş çağı” diyor içinde bulunduğumuz döneme.

Yapacak enerji bulamadığımız için dışarıdan akşam yemeği sipariş etmek, evden çalışmanın yollarını aramak, giderek daha az dışarı çıkmak, hobi edinmeye üşenmek…

İnsanlar kendilerini o kadar yorgun hissediyor ki egzersiz yapmak, yürüyüş yapmak, hatta markete gitmek bile zor geliyor.

Peki ama neden sürekli yorgunuz?

Time dergisi uzmanlarla konuşarak belki de artık kanıksandığı için genellikle göz ardı edilen üç etkene dikkat çekmiş.

Sürdürülemez yaşam tarzları

Araştırmacı Dan Buettner, yıllarca insanların ortalamanın üstünde uzun ve sağlıklı yaşadığı ‘mavi bölgeler‘i incelemş. Bu bölgelerde yaşayan insanların ortak bir noktasına dikkat çekilor: İhtiyaçları ön planda olduğu bir yaşam tarzı. Açılımı ise şöyle: Doğal ve dengeli beslenme, zengin bir sosyallik, hareketlilik ve bir amaç doğrultusunda çalışmak.

‘Mavi bölgeler’in dışında yaşayan çoğu insan işlenmiş gıda tüketiyor, sosyalleşmek neredeyse stratejik planlama gerektiriyor. Hal böyleyken mavi bölgedeki unsurlara öncelik vermek, ortalama birinin sahip olmadığı kadar zaman, enerji ve para gerektiriyor. Çünkü insan ihtiyaçlarının ön planda olduğu bir toplum inşa etmedik. Şimdilerde bu gerçek kendini göstermeye başlıyor.

Kontrolümüzün dışındaki stres

Kontrolümüz dışındaki stres (şehirlerimizdeki şiddet, iklim felaketleri, dünya çapındaki trajedi ve enflasyon) kendimizi çaresiz hissetmemize neden oluyor. Dünyada olup bitenlere karşı kayıtsız kalmamamız önemli olsa da çözüm olasılığı olmadan bu kadar çok stres etkenini kabullenmek de üzerimize yük.

Stresin yorgunluğa neden olması yeni bir buluş değil ancak umudumuzu yitirmemize neden olan şey kontrolümüz dışındaki strese maruz kalmak. Umut, bitkinliğe ve tükenmişliğe karşı güçlü bir karşı koyma aracıdır. İşlerin daha iyiye gideceğine dair umudumuzu koruduğumuzda, zorluklara çok daha yüksek bir moralle dayanabiliriz. Nereye baksak işlerin iyiye gitmediğini hissettiren haberler olduğunda ise doğal olarak yıkılmaya başlıyoruz.

Bu tür stres etkenlerine maruz kalmanın biyolojik etkisi de yadsınamaz. Telefonumuzda gezinmek ve iki dakikalık rahatsız edici bir videoyu izlemek vücudumuzda günün geri kalanını etkileyebilecek bir stres tepkisini tetikler. Yıllarca her gün yaşanan bir stres tepkisi, fiziksel ve zihinsel sağlığımıza sıklıkla gözden kaçırdığımız şekillerde zarar verir.

Finansal güvensizlik

Bundan elli yıl önce, tek bir gelir size bir ev, araba almaya; eşiniz ve çocuğunuzla yaşamaya yetiyordu. Bugünlerde, eğer çift gelirli biri sizin için bunlardan bazılarını karşılayabiliyorsa şanslısınız. Yaşam tarzınızı destekleyen zor bir işe sahip olmak bir şeyken; faturaları zar zor ödeyen zor bir işe sahip olmak başka bir şeydir. Yaşadığımız yorgunluğun büyük kısmı, tam zamanlı çalışmanın eskisi kadar güvenlik ve satın alma gücü anlamına gelmemesinden kaynaklanan hayal kırıklığıdır. Arzuladığımız yaşam tarzını karşılayamıyorsak neden çalışıyoruz?

Sonuçta sürdürülemez yaşam tarzlarının, kontrolümüz dışındaki stresin ve finansal güvensizliğin birleşimi çok yorgun bir insan grubu yaratıyor. İyi haber şu ki, yaşam kalitemizi artırabilecek ve yorgunluğu azaltabilecek şeyler hala kontrolümüz altında. Yaşam kalitenizi neyin artırdığını ve kendinizi enerjik hissetmenizi sağlayan şeyleri düşünün. Ve tabii yaşam kalitenizi düşüren, sizi yoran şeyleri de… Unutmayın; günün sonunda nasıl hissettiğimiz verdiğimiz küçük kararlarla belirlenir.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER ASAYİŞ YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika