3K Karaburun Kavimler Kapısı Tiyatro Atölyesi, sahnesini ustalıkla icra ettiği pandomim sanatının ötesinde barışın dili haline getiren Rene Kres’e adadı. 1995’te kurduğu kültürel köprülerle Türkiye ile Hollanda arasında sanatla örülmüş bağlar kuran Kres, yaşamı boyunca sessizliğin içindeki ezgiyi tüm dünyaya duyurmuştu.
Tiyatro, Müzik ve Şiirle Anılan Bir Yaşam
Hollanda’dan gelen dostları, Türkiye’den sanatçılar ve barış gönüllüleri, bu anlamlı günde bir araya geldi. Etkinlikte Şıh Ali Yalçıner’in uyarlayıp yönettiği, Mürüvvet Barış’ın sahnelediği “Martı-Maria” ile Öykü Kaya yönetimindeki, Fatma Özer, Işın Özkan ve Zerrin Özirs Öztan’ın rol aldığı “Üç Kız Kardeş” oyunu seyirciyle buluştu.
Etkinliğe müzikle renk katan Şef Ercan Gürkan yönetimindeki rit.m.aster grubu, barışın ritmini yansıttı. Vicdan Pullukçu da seslendirdiği şiirlerle geceye anlam kattı.
Geçtiğimiz yıllarda yitirdikleri ekip arkadaşları Remziye Ulusal’ı unutmayan 3K Mimast Kadınları, Bertolt Brecht’in savaş karşıtı şiirlerinden oluşan küçük bir kolajla sahnede yer aldı. Bu performans, yalnızca bir anma değil; barışa ve direnişe adanmış bir selam niteliğindeydi.
Bir Fotoğraf Sergisiyle Yaşayan Anı
Fotoğraf sanatçısı Zeynel Abidin Fidan, Rene Kres’in ölümsüz karelerinden oluşan özel bir sergiyle etkinliğe görsel bir boyut kattı. Seçkisi, Kres’in yaşamı boyunca savunduğu barış ve insanlık değerlerine adanmış sessiz ama güçlü bir saygı duruşuydu.
Gece sona erdiğinde dahi salonda yankılanan sessizlik, Kres’in o unutulmaz çığlığıydı:
“Sanat, savaşın diline karşı direnen en güçlü barış dilidir. Yaşasın Barış…”
Bir İnşaatçıydı: Kültürler Arasında Köprüler Kuran Barış Elçisi
Rene Kres, yalnızca bir pandomim ustası değil, gönüller arasında köprüler kuran bir kültür inşaatçısıydı. 1995’te kurduğu sanat köprüsü, Bornova ile Amsterdam arasında sadece mekânsal değil, duygusal ve düşünsel bağlar oluşturdu. Çocuklara sessizliğin gücüyle konuşmayı, bedenin diliyle evrensel anlatımı öğretti.
Bugün bu miras, kızı Sheila Kres tarafından Amsterdam’da başlatılan Türkçe seçmeli derslerle yaşatılıyor. Bu yalnızca bir dil eğitimi değil, farklılıkların barış içinde yaşamasını mümkün kılan bir anlayışın devamı.
Kres’in felsefesi, sade ama derin bir insanlık çağrısıydı:
“Sanatın dili, insanlığın ortak vicdanıdır. Sessizlik, tüm gürültüleri bastıran en kalıcı sestir.”
Baharın Sessiz Vedasına Yolculuk
Rene Kres, sağlık sorunlarına karşı uzun süredir verdiği mücadeleyi 21 Mart 2024’te, Amsterdam’da 82 yaşındakaybetti. Nevruz’un yeniden doğuşu simgeleyen coşkusunda yapılan vedası, onun yaşam anlayışının bir özetiydi: Ölüm bile umudu barındırabilir.
Kızı Sheila, bu kaybı şu sözlerle duyurdu:
“Bu sabah erken saatlerde babamı kaybettik. Huzurla ayrıldı. Son günlerinde hep minnettar ve sevgi doluydu. Hiç şikâyet etmedi. ‘Kalbinizde sevgiyi ve barışı taşımaya devam edin’ diyordu. Işıklar içinde uyusun, hep kalbimizde.”
“Divane Derviş”in Sessiz Çığlığı Hep Bizimle
Rene Kres, kendine “Profeet-Dwaas” yani “Divane Derviş” derdi. Umuda çılgınca inanan, karanlığa karşı sessizlikle savaşan bir yol göstericiydi. Bugün artık fiziken aramızda olmasa da, Karaburun’un rüzgârında, Amsterdam’ın dingin kanallarında, Bornova’daki tiyatro sahnelerinde ve çocukların gözlerinde yaşamaya devam ediyor.