Setinde iki önemli yangın atlatan ve set amiri “Taki” lakaplı emekçi kardeşimiz Serkan Sükyen’i son yangında kaybettiğimiz “Şakir Paşa Ailesi” dizisi, Now-tv’de bu akşam (4 Mayıs) 20.00’de yayınlanıyor. (Dikkat kesilelim.. Cevat Şakir, her an babası Şakir Paşayı öldürebilir!..)
Bu dizi başlayınca, 6 bölümü izledikten sonra sürekli yazılarımla eleştirmiştim.
Ancak dizi mahkemece durdurulunca, dizinin yapımcısı (kibar ve güvenilir) Fatih Aksoy ile şahsen yaptığım bilgi, deneyim ve belge destekli direkt konuşmalardan sonra, “Karakterlerin Evrimi Teorisine” göre, dizi başında olumsuz aktarılan ancak sonra gerçek Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir) sahneye çıkacağına yürekten ikna olduğum için, var gücümle diziye gonüllü bilgi ve belge açısından destek oldum. İçim rahat..
Dizinin yapımcısını tekrar kutluyorum.. Taki’nin vefatına çok üzüldüm, bunu Fatih Aksoy’a da özenle belirttim. Bu süreçte çeşitli ödüller alan dizi oyucularının, özellikle dizideki Sümbül karakterini oynayan genç oyuncunun, ödülünü, Taki’ye armağan etmeleri benim gözlerimi yaşarttı.
Enfes biçimde rollerini oynayan, özellikle başta Şakir Paşa ve Hakkiye, Aniesi, Sara hala, hele Sümbül ve Aliye (Alyoşa) gibi rollerde oynayan oyuncular tam anlamıyla teatral yetenek ve başarılarını diziye yansıttılar. Hepsini kutluyorum.
Bu dizi bittikten sonra da etkilediği sosyolojik tabakalar açısından, tarih ve sosyolojik kökenli estetik araştırmalara yol verecektir kanısındayım.
Hayatım boyunca Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir) bir “Beyaz Türk ve Turizm Sosyetesi” sembolü değil, tam tersine onun, bir emekçi dünyanın sembolü ve engin dünya görüşlü bir çilekeş devrimci yazar olduğuna inanarak kalem oynattım. Sürekli Cevat Şakir’in devrimci düşüncelerini, ideolojisini, güzelliğini yazdım.
Oysa ne Cevat Bey’in kitaplarından bir gelirim vardı, ne de manevi evlattım. Ne de, içki masalarında Halikarnas Balıkçısı’nın güya aşklarını meze yaptım. İğrendim bu ideolojisi olmayan sahte aydın tiplerden..
Kırmızı Kedi Yayınevi’nden baskıda olan Halikarnas Balıkçısı ile ilgili son kitabım, bu görüşümün gerçek ideolojik belgelerini sunacaktır. Bekleyin..
Bu arada İzmir’imizin efe bakışlı, ama yüreği matrak dalgalanmalarla dolu, çilekeş ünlü karikatüristi Turan İyigün, benim Cevat Şakir ile yan yana bir teknede “yelkenler fora” derken karikatürümü yapmış, valla bayıldım.
Tarihe (!) geçecek bu ilginç karikatürünü ve bir pörsük kedi ile birlikte fotoğrafını buraya alıyorum. Turan efendi fotoğrafta esrarengiz biçimde sırıtıyor, ama kedi pek perişan ve mutsuz. Artist Turan kediyi önce doyurup, sonra fotoğraf çektirse yaa.. İçim baydı valla.
Bu akşam 20.00’de televizyon başında Now-tv’yi izliyoruz. Aman bir daha yangın çıkmasın, kimse ölmesin. Ben bu yangınların altında karanlık emellerin yattığına inanıyorum. Güvenlik ve savcılar dikkat kesilmeli.
Sayfa başına git
GÜNCEL
