Göğsündeki kitle nedeniyle radyoterapi ve
kemoterapi alan Yılmaz, yemek borusunda teşhis edilen tümörden basit bir Endoskopik Submukozal
Diseksiyon (ESD) operasyonu ile kurtulabilecekken, radyoterapi ve kemoterapi süreci bu tedaviye
ulaşmasını zorlaştırdı. ESD uygulamasında yaşanacak risklerden kaynaklı çoğu doktordan olumsuz
cevap alan Penbe Yılmaz’ın umutları, Medicana Sağlık Grubu Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr.
Süleyman Günay sayesinde yeşerdi.
Elazığ’da yaşayan 70 yaşındaki Penbe Yılmaz, 4 yıl önce kızının yönlendirmesiyle gittiği rutin
kontrolde göğsünde kitle olduğunu öğrendi ve tedavi sürecinde uzun süre kemoterapi ve radyoterapi
aldı. 3 yıl boyunca devam eden tedavisinin ardından bu kez de yemek borusu kanseri olduğunu
öğrendi. Kanserin erken teşhis edilmesi nedeniyle basit bir operasyonla sağlığına kavuşabilecekken,
radyoterapi ve kemoterapi aldığı için bu operasyona giremeyen Yılmaz’ın iyileşmeye dair umutları,
Medicana International İzmir Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Süleyman Günay sayesinde
yeniden yeşerdi.
Doktorlar endişeyle yaklaştı
Meme kanserinden sonra yemek borusunda tümör görüldüğünü söyleyen Yılmaz, “Yemek borusunda
tespit edilen tümör küçük olduğu için Elazığ’daki onkolog bir Endoskopik Submukozal Diseksiyon
(ESD) denilen bir ameliyat önerdi. Ancak daha öncesinde radyoterapi aldığımız için doktorlarımız ESD
yapamayacaklarını, riskli olduğunu belirttiler. ESD, belli bir aşamada tespit edilen tümörlerin kazıma
işlemine deniyor. Özel teknolojilerle tümörlü kısmı vücuttan uzaklaştırıyorlar. Ama ben önceden bir
kemoterapi ve radyoterapi tedavisi aldığım için doktorlar ESD uygulamasına endişeyle yaklaştı. Eğer
radyoterapi ya da kemoterapi süreçlerim olmasaydı, bu ameliyatı daha kolay bir şekilde olabilirdim”
sözlerini kaydetti.
Zor bir ameliyattı ama bir sözü yetti
Ameliyat olmak ve sağlığına kavuşmak adına doktor doktor gezen Yılmaz, son olarak bir tavsiye
üzerine Doç. Dr. Süleyman Günay’a ulaştıklarını anlattı. Bu zamana kadar ulaştıkları doktorlardan ESD
uygulamasına dair olumlu yanıt alamadıklarını aktaran Yılmaz, “İlk defa birisi bize olumlu dönüş yaptı.
İstanbul’daki birçok doktora evraklarımızı gönderdik. Ama yapamayacaklarını söylediler. Yemek
borusu ameliyatı çok zor bir ameliyattı. Ya ESD yapılacaktı ya da cerrahi bir operasyon geçirecektim.
ESD’yi Doç. Dr. Süleyman Günay yaptı. İnsan böyle zamanlarda bir umut ışığı arıyor” diye konuştu.
Penbe Yılmaz’a uygulanan tedavi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Süleyman Günay, “Hasta daha
öncesinde radyoterapi ve kemoterapi aldığı için ESD işlemini yapmak zorlaşıyor ve hasta bazı
komplikasyonlara açık hale geliyor. Çünkü kemoterapi ve radyoterapi sırasında hastanın yemek
borusundaki tabakalar birbirine yapışıyor. Bu da ameliyatı riskli kategoriye taşıdığından, ESD işlemini
uygulamak zorlaşabiliyor. Ancak bu tür hastalara endoskopik tedavi imkanı sunulabilir” sözlerini
kaydetti. Doç. Dr. Süleyman Günay, ESD operasyonuyla Penbe Yılmaz’ın yemek borusundaki tümörün
temizlendiğini ve hastanın biyopsi sonucunun temiz çıktığını söyledi.
Hastaların çoğuna cerrahi işlem öneriliyor
Hasta Penbe Yılmaz’ın vakasında olduğu gibi çoğu hastaya cerrahi ameliyat önerildiğinin altını çizen
Doç. Dr. Süleyman Günay, “Cerrahi müdahale sonrası hastanın yaşam konforu bozulabiliyor.
Ameliyata bağlı ciddi komplikasyonlar gelişebiliyor. Yemek borusunun bir kısmı alınıp tekrar mide ile
ağızlaştırınca hastalarda reflü atakları olabiliyor. Mide boşalım problemleri olabiliyor” diye konuştu.
Hastaya, Endoskopik Mukoza Rezeksiyonu (EMR) yapılması mümkün olmadığında ESD yapıldığını
aktaran Doç. Dr. Süleyman Günay, “ESD denilen işlem, kalın bağırsakta daha rahat ve güvenli
yapılabilir. Ama yemek borusu çok ince olduğundan aynı işlemi bu bölgede yapmak daha büyük
hassasiyet gerektiriyor” dedi. Doç. Dr. Süleyman Günay, hastaların cerrahi işlemden önce mutlaka
uzman görüşü alarak, endoskopik tedavinin mümkün olup olmayacağını öğrenmelerini tavsiye etti.