İzmir'de Son Dakika

Ünlü bilim dergisinde İzmir için vahim rapor: Kent merkezinde 67 bin 642 binada yaşayan 618 bin 467 kişi yüksek risk altında

İsveç’in dünyaca ünlü “Sustainability” isimli bilim dergisinde bir Türk ve İtalyan bilim insanın İzmir’deki deprem riski ve binaların durumuyla ilgili yayınladığı araştırmada çarpıcı bilgiler verildi.
Ünlü bilim dergisinde İzmir için vahim rapor: Kent merkezinde 67 bin 642 binada yaşayan 618 bin 467 kişi yüksek risk altında
Haberler / Güncel
16 Temmuz 2025 Çarşamba 09:41

LAL TALAY/EGELİ GAZETE-İsveç’in dünyaca ünlü “Sustainability” isimli bilim dergisinde bir Türk ve İtalyan bilim insanın İzmir’deki deprem riski ve binaların durumuyla ilgili yayınladığı araştırmada çarpıcı bilgiler verildi. “İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü öğretim Üyesi Dr. Taygun Uzelli ve Milano Politeknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Stefano Salata’nın araştırmasında İzmir’de 67 bin 642 binanın yüksek riskli alanda yer aldığı açıklandı. “Bir kabusun belirsiz kesinliği: Ya İzmir’de yıkıcı bir deprem daha olursa” başlıklı araştırmada, İzmir’de 618 bin 467 kişinin yüksek risk altında bulunduğu vurgulandı. Raporda, “Bu da, İzmir şehir nüfusunun yüzde 20.9’unun yüksek riskli bölgelerde yaşadığı anlamına gelmektedir. Sonuçlar, şehrin potansiyel hasarını göz önünde bulundurarak tartışılmıştır; amaç, siyasi kararların vatandaş güvenliğini öncelemesini sağlamaya çalışmaktır” ifadeleri dikkat çekti.

GÜNÜMÜZDE KARA OLAN BAZI BÖLGELER BİR ZAMANLAR DENİZDİ
Zemin sıvılaşması ve dalga büyütme risklerinin de ele alındığı araştırmada şu bilgiler dikkat çekti: “Tarihî haritalar incelendi, sayısallaştırıldı ve Landsat uydu görüntüleri ile Google Earth görselleriyle çapraz referanslanarak deniz seviyesi değişikliklerine ışık tutuldu. Günümüzde kara olan bazı bölgelerin bir zamanlar su altı olduğu ortaya kondu. Günümüz İstanbul–İzmir otoyolu ve sanayi bölgesi bağlantıları,  Çiğli karayolu bağlantısı, Mavişehir mahallesi, Mavişehir ve İZBAN istasyonu çevresi, Bostanlı Camii çevresi, Bayraklı kıyı rekreasyon alanı, Meles Deltası ve Kordon bölgesi. Bu bölgeler, geçmişte deniz suyu veya sığ bataklık alanlarla kaplıydı. Bu durum uydu görüntülerinden de görülmektedir. 2020’deki Samos Depremi sonrası yapılan analizler, bu bölgelerdeki yapıların önemli bir bölümünün hasar gördüğünü ortaya koymuştur.  Özellikle, Bostanlı Camii’nin arkasındaki yapılarda, Karşıyaka’da ve Kordon boyunca ciddi yapısal hasarlar gözlemlenmiştir. Bayraklı’daki yıkımlar, zemin özelliklerinden dolayı hem can hem de mal kaybına yol açmıştır.”

MAVİŞEHİR VE ÇİĞLİ’NİN KENTLEŞMİŞ ALANLARI DENİZ TORTUSU VE BATIKLIKTI

Dünyaca ünlü bilim dergisinde yayınlanan raporda, “Uydu görüntüleri, Mavişehir ve Çiğli’yi kapsayan kentleşmiş alanların, bir zamanlar deniz tortullarıyla kaplı bataklık kıyı alanları olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bölgeler günümüzde de ani sağanaklar ve yükselen akarsu/yeraltı su seviyeleri nedeniyle yağmur mevsimlerinde sık sık taşkın yaşamaktadır. Bu durum, zemin koşullarının zaten elverişsiz olması nedeniyle, bu bölgelerdeki sıvılaşma riskini daha da artırmaktadır. 2020 Samos Depremi sırasında, özellikle Bayraklı’da ciddi hasarlar meydana gelmiştir; bu hasarlar, dalga büyütme ve zemin sıvılaşmasına atfedilmiştir. Kuvaterner alüvyon birikintileri ve bu birimleri çevreleyen kaya formasyonlarının oluşturduğu havza etkileri, depremin süresini uzatmaktadır.  Önceki çalışmalar ve hâlihazırda yürütülen projeler, Bayraklı çevresindeki alüvyon kalınlığının yaklaşık 250 metre olduğunu ve bu katmanların kumlu-killi ve çakıllı birimlerden oluşarak iç kesimlere doğru uzandığını göstermektedir. Deniz istilasına uğrayan alanlar, geçmişte akarsu yataklarının bulunduğu yerlerdi Buna karşılık, Bayraklı’nın kuzeyinde sağlam zemin üzerinde hasarın azalması, zemin özelliklerinin etkisini ortaya koymaktadır. Hasarlar Karşıyaka’nın kuzey kesimindeki akarsu vadilerinde ve fay segmentlerinin tampon bölgelerinde, volkanik kayaçlar üzerinde yer alan yapılarda da tespit edilmiştir. Benzer şekilde, İzmir Fayı’nın tampon bölgesinde de hasarlar gözlemlenmiştir. Bu da detaylı mikro-bölgeleme gerektirmektedir. Bostanlı ve çevresindeki yapılarda, Samos depremi sonrası gözlemlenen hasarların, bu bölgenin tarihî kıyı çizgisi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Çünkü geçmişte bu kıyı daha iç kesimlerde konumlanmaktaydı. Mavişehir bölgesinde de benzer bir senaryo görülmektedir. Çiğli ile Cumhuriyet Mahallesi arasında kalan bölgelerde, Miyosen öncesi sağlam birimlerin etkisiyle görece iyi korunmuş yapılar mevcuttur. Ancak bu alanlar yine de, Karşıyaka–Bornova Fayı’nın segmentlerinden etkilenmektedir” ifadeleri yer aldı.

İZMİR BÜYÜK BİR DEPREME HAZIRLI DEĞİL

Çalışmada “Ne yazık ki, 2020 yılında gerçekleşen Samos Depremi İzmir’in merkez üssüne 70 km uzaklıkta bu kırılganlıkları ön plana çıkardı ve Bayraklı çevresinde can ve mal kaybına yol açarak önemli hasarlar meydana getirdi. Çok sayıda bina yıkıldı veya hasar aldı. Mercalli şiddet ölçeğinde VI–VII seviyelerinde kaydedilen bu deprem, merkez üssünden uzak mesafelerde bile büyük kütle hareketleri ve yüzey faylanması potansiyelini vurguladı; ayrıca yüzey dalgası büyütme (amplifikasyon) ve sıvılaşma gibi etkileri de gözler önüne serdi, tıpkı 2023 Kahramanmaraş depremlerinde olduğu gibi. İzmir’in çeşitli bölgeleri, Samos depremi sırasında bu tür olgularla karşılaştı; özellikle kıyı bölgelerinde sıvılaşma belirtileri dikkat çekiciydi. Ne yazık ki, İzmir şehir merkezi, bu kadar aktif bir sismik bölgede bulunmasına rağmen büyük bir depreme yeterince hazırlıklı değildir. İzmir metropol alanı ve çevresindeki yoğun yerleşimli bölgeler örneğin Karşıyaka, Bayraklı ve Konak gibi bölgeler ciddi risk altındadır.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika