CEMRE YUVARLAK/EGELİ GAZETE- Sosyal medya fenomeni Nihal Candan’ın geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetmesi, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Uzun süredir ‘Anoreksiya Nervoza’ hastalığıyla mücadele ettiği öğrenilen Candan’ın 23 kiloya kadar düştüğü belirtildi. Genç yaşta gelen bu acı kayıp, özellikle kadınları etkileyen ancak çoğu zaman fark edilmeyen yeme bozuklukları konusunu tekrar gündeme getirdi.
Yeme bozuklukları alanında çalışan Uzm. Dr. Sevcan Sarı Sönmez, toplumda hâlâ yeterince tanınmayan anoreksiya nervoza hakkında çarpıcı bilgiler verdi. Sönmez, bu hastalığın hem fiziksel hem de psikolojik olarak ölümcül riskler taşıdığını vurgularken, erken farkındalığın hayati önem taşıdığını ifade etti. Bu durumun bir psikiyatrik bozukluk olduğunu söyleyen Sönmez, ergenlik döneminde sık rastlandığını fakat 8 yaşında bir çocukta bile görülebileceğini ifade ederken, ölümcül sonuçlara varabilecek ve erken teşhisin önemli olduğunu ifade etti.
"PSİKİATRİK BOZUKLUK”
Anoreksiya kelimesinin kelime anlamı olarak “iştahsızlık” demek olduğunu belirten Sönmez, “Hastalandığımızda, ağır bir grip geçirdiğimizde bazen yemek yiyemeyiz, bu durum kelime anlamıyla anoreksiya’dır. Ama 'anoreksiya nervoza' dediğimizde artık ciddi bir psikiyatrik bozukluktan söz ediyoruz” dedi.
“İNTİHAR RİSKİ VAR”
Sönmez, anoreksiya nervozanın ölüm oranı en yüksek psikiyatrik bozukluklardan biri olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu sadece kilo kaybı değil. Kimi zaman kişi ciddi anlamda aç kalıyor, kimi zaman ise ölümcül derecede zayıflamasına rağmen kendisini hâlâ kilolu olarak algılıyor. Bu durum hem fizyolojik komplikasyonlara hem de intihar riskine neden olabiliyor”
“HASTALIK ÇOCUK YAŞLARDA DA GÖRÜLEBİLİR”
Sönmez, “Anoreksiya nervozanın en sık görüldüğü yaş aralığı 15 ila 18 olarak bilinse de, literatürde 8 yaşında teşhis konulan vakalar da mevcut. Bu nedenle sadece ergenlik değil, çocukluk döneminde de belirtilerin dikkatle izlenmesi gerekiyor. Örneğin, 1.70 boyunda ve 60 kilolarda olan genç bir kadın, 6 ayda yaklaşık 15 kilo verdiğinde bu ciddi bir alarm işaretidir. Ancak hasta çoğunlukla bunu reddeder ve yardımı kabul etmez.” dedi.

O BELİRTİLERE DİKKAT
Anoreksiya nervozanın iki ana alt tipi olduğunu belirten Sönmez, bunlardan birinin “kısıtlayıcı tip”, diğerinin ise “çıkarıcı tip” olduğunu söyledi. Kısıtlayıcı tipte kişi neredeyse hiçbir şey yememeye başlarken, çıkarıcı tipte kişi yedikten sonra kusarak kilo alımını engellemeye çalışıyor” dedi.Sönmez belirtilerine değinerek, “Beden kitle indeksinde ani bir düşüş, adet görememe, sürekli diyet yapma, aynada kendini farklı algılama gibi semptomlar, uzmanlar tarafından dikkatle izlenmesi gereken durumlar arasında yer alıyor. İki elma bile fazla gelebiliyor. Beden algısı o kadar bozulmuş oluyor ki, kişi bir şey yediğinde aşırı suçluluk hissedip cezalandırma davranışları geliştirebiliyor” diye konuştu.
Sönmez, anoreksiyanın yalnızca kilo kaybı ile sınırlı olmadığını belirterek, şu fiziksel belirtileri sıraladı: “Aşırı yorgunluk, baş dönmesi, saç dökülmesi, soğuğa hassasiyet, kas krampları, kemik ağrıları, diş problemleri, adet düzensizlikleri”
MÜKEMMEL VÜCUT BASKISI
“Anoreksiya nervozanın nedenleri, tek bir nedene bağlanamıyor” diyen Sönmez, bu bozukluğun biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin birleşimiyle ortaya çıktığını vurgulayarak, “Genetik yatkınlık var. Annesinde yeme bozukluğu olan bireylerde risk artıyor. Ayrıca kaygılı ya da kaçıngan bağlanma biçimleri, çocuklukta yaşanan travmalar da tetikleyici olabiliyor. Sosyal medyada maruz kalınan ‘mükemmel vücut’ baskısı da bu tabloyu ağırlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Sönmez, Anoreksiyanın yalnızca sosyal medya kaynaklı bir rahatsızlık olmadığını, köklerinde karmaşık psikolojik ve biyolojik nedenlerin yattığını vurgulayan Sönmez, bireyin yemekle kurduğu ilişkinin çocuklukta şekillendiğini de ifade etti.
“ERKEN TEŞHİS ŞART”
“Anoreksiya nervoza tedavi edilebilen bir bozukluk olmasına rağmen, süreç uzun soluklu ve zorludur” diyen Sönmez, bu tür hastaların bir ekip tarafından izlenmesinin şart olduğunun altını çizerek şu ifadelere yer verdi:
“Psikiyatrist, çocuk endokrin uzmanı, beslenme uzmanı, gerekiyorsa terapistten oluşan bir ekip şart. Özellikle erken yaşta teşhis edilirse başarı şansı daha yüksek. Ama geç kalındığında, kişi ciddi kilo kaybına ulaşmışsa hastane yatışı ve sonda ile beslenme gerekebilir.”
“GECİKİRSE ÖLÜMCÜL OLABİLİR”
Sönmez, “Bir kişi ya da yakını yeme düzeninde, kilo kaybında ya da beden algısında bozulma fark ediyorsa, ‘biraz bekleyelim, geçer’ dememeli. Bu tür durumlarda zaman kaybetmeden uzman yardımı alınmalı. Çünkü anoreksiya nervoza erken müdahale ile durdurulabilecek ama gecikirse ölümcül olabilecek bir bozukluktur” diyerek sözlerini tamamladı.