İzmir'de Son Dakika

Yaldız: Bu şartlarda bile kurultayda demokrasiyi yaşatmaya çalışan CHP’yi kutlamak gerekiyor

Egeli Gazete TV yayınına katılan İzmir merkezli İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü gazeteci Ümit Yaldız önemli açıklamalar yaptı. Yaldız, çok olağanüstü koşullarda bile parti içi yarışın çarşaf listeyle olmasının demokratik açıdan önemine dikkat çeken Yaldız, “CHP’yi kutlamak lazım. Bu koşullarda bile demokrasinin gereği yarışmaya olanak veriyor. CHP’yi kurtarmak için yapılan bir Kurultay’da bile listeler yarışıyorsa, çarşaf liste yapılıyorsa bu değerlidir” dedi.
Yaldız: Bu şartlarda bile kurultayda demokrasiyi yaşatmaya çalışan CHP’yi kutlamak gerekiyor
Haberler / Röportajlar
8 Nisan 2025 Salı 12:41

Egeli Gazete TV yayınına katılan İzmir merkezli İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü gazeteci Ümit Yaldız önemli açıklamalar yaptı. Yaldız, çok olağanüstü koşullarda bile parti içi yarışın çarşaf listeyle olmasının demokratik açıdan önemine dikkat çeken Yaldız, “CHP’yi kutlamak lazım. Bu koşullarda bile demokrasinin gereği yarışmaya olanak veriyor. CHP’yi kurtarmak için yapılan bir Kurultay’da bile listeler yarışıyorsa, çarşaf liste yapılıyorsa bu değerlidir” dedi.


Yaldız şöyle konuştu: “Türkiye’de demokrasi kurumlarıyla beraber yaşıyorsa CHP’nin burada payı çok büyük. Ön seçim sandığı koymadı, dayanışma sandığıyla vatandaşın seçim sürecine dahil edilmesi ve bütün bunların üzerine de çok olağanüstü koşullarda bile parti içi yarışın çarşaf listeyle olması demokratik açıdan önemli. Çok rahatlıkla genel başkanın anahtar listesini delebilenler olabilirdi. Geçen Kurultayda birkaç isim delmişti. Bu seçimde de delenler olabilirdi. Ama bu seçimin rüzgarı biraz farklı yönden güçlü estiği için bu çok mümkün olamadı. Bir Genel Başkan Adayının sahiplendiği bir liste olsaydı Denge ve Dayanışma Listesi, yine 8-10 kişinin delmesi mümkün olabilirdi. CHP’yi kutlamak lazım. CHP halen daha yarışmaya olanak veriyor. Demokrasinin en önemli kuralıdır yarışmak. Ak Parti’de 25 yıldır Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına rakip çıkmıyor. Bırakın aday olmayı fiiliyata geçirmeyi aklından bile geçiremez kimse. MHP’de aday çıkması Toma ile engellendi. Meral Akşener gidip başka parti kurmak zorunda kaldı. CHP’nin ise il ve ilçe kongrelerinden başlayarak çok adaylı yarışmaya müsaade etmesi, hatta teşvik etmesi, Tür demokrasisi adına değerli kılmaktadır. Demokrasiyi bir biçimde yaşatmaya çalışan, korumaya çalışan, nefes aldırmaya çalışan bir kurum olması açısından CHP’yi kutlamak gerekiyor. Oy verirseniz ya da vermezsiniz ama CHP şu anda Türkiye siyasetinde yarışmayı mümkün kılıyor. Elbette orada da eksikler çok var. Üye yapılanmasında çok ciddi sorunlar vardı. İzmir’de 2015’te bir ön seçim yapıldı, oradan sağlıklı sonuçlar çıkmadı kimilerine göre. Ama bugün hukuki bir garabetten CHP’yi kurtarmak için yapılan bir Kurultay’da bile listeler yarışıyorsa, çarşaf liste yapılıyorsa bu değerlidir.”

ÖZGÜR ÖZEL’İN SÜREÇ YÖNETİMİ TAKDİR EDİLDİ
Yaldız, “Bir hukuki sorundan kaçmak için yapılan bir kurultaydı. Olası bir kayyum tehdidinden kurtulsun diye düzenlenen bir kurultaydı. Kimileri bunu oldu, bitti kurultayı diye değerlendirdi ama öyle değil. Yarın, öbür gün mahkemenin vereceği olası bir CHP’ye de kayyum atanma ihtimaline karşı önlem kurultayıydı bu. Bu bakımdan da çok fazla kadro değişiminin olmaması, PM ve disiplin kurulunda önemli değişikliklerin olmamasının sebebi de buydu. Burada bir kadro yenilemeden ziyade hukuken olası gidişata karşı önlem alma amaçlı yapılmıştı. Klasik değerlendirme ölçütlerine göre baktığım zaman elbette kim kazandı kim kaybetti diye bir soru herkesin aklındadır. Tamam hukuken CHP kendini güvene aldı. Ama bu kurultayın kazanını kim dediğimizde bir önceki kurultayda mesela bir numaraya Ekrem İmamoğlu’nu yazmıştık. ‘Ekrem İmamoğlu CHP’yi ele geçirdi, partiye genel başkan atadıya’ varan yorumlar yapılmıştı. Bu kez ise buna ‘Özgür Özel Kurultayı’ diyebiliriz. İmamoğlu’nun 19 Mart’ta tutuklanmasından sonra Özgür Özel’in süreç yönetimi toplum tarafından takdir edildi. Buna ön seçim sandığı da dahildir. Üyelerin yüzde 95’ini sandığa taşıdı ve bir dayanışma sandığıyla birlikte halkı CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını seçmeye yönlendirmesi ve o sürecin de içine çekmesi, ardından boykot kararları önemliydi” dedi.

CHP DELGESİ BAŞARIYI TAKDİR ETTİ
“Özgür Özel kazandı ama bir de kaybedeni var bu işin. Kemal Kılıçdaroğlu dönemi bitmiştir” diyen Yaldız şu bilgiyi verdi: “Bu kurultay bunu netleştirmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu olağan kurultayda bir çeşit yaralı kurt olmuştu. İlk turda seçimi 15-16 oyla kaybetmişti. Partide hala ciddi bir gücü olabileceği, aday olabileceği, hatta mahkemenin olağan kurultayı yok sayması halinde tekrar genel başkan olarak geri dönebileceği gibi ihtimaller konuşulurken bu kez CHP delegesi Kılıçdaroğlu’na aday olabilecek cesareti vermedi. Zaten Kemal Bey de çıkıp süreç nedeniyle aday olamayacağını açıkladı. Türk siyasetinde ne yazık ki koltuğu bırakmak çok mümkün olmuyor. Hala daha Devlet Bahçeli’nin hayatta olup olmadığı tartışılıyor. Cumhurbaşkanın sağlığı aynı şekilde. Eski enerjisi yok. CHP bunu başardı. Ama yine de eski siyasetçiler tamamen eve gitmiyor. Bir türlü Türk siyasetinde gençlerin önü tam olarak açılmıyor. Bunun sağlanması gerekir. Bu kurultay en azından CHP’deki yaşlı çınarı artık geri dönülmez bir şekilde göndermiştir. Özgür Özel’e 1200’e yakın oyun çıkmasının anlamı budur. İlk kurultayda bunun yarısı kadar oyla seçilmişti. CHP delegesi başka adayın çıkmasına imkan vermedi. Özgür Özel’in hukuki bir garabetle yolunun kesilmesine de izin vermedi CHP delegeleri. Özel’in 19 Mart’tan sonraki performansına onay verdi. Oğuz Kağan Salıcı’nın, Kemal Kılıçdaroğlu yerine aday olabileceği gibi soru işaretleri vardı. Ama o da girdiği listede beşinci sırada yer aldı. Tunç Soyer’in bile altına düştü. Kılıçdaroğlu, kadrolarının da onu terk ettiğini ve eski gücünü toparlamasının mümkün olmadığını bir kez daha görmüş oldu. Parlamento performansı çok iyi bir isim olan Deniz Yavuzyılmaz kazanan listenin başında çıktı. CHP’nin Bergama adayı olup kıl payı kaçıran Dr. İdris Yavuzyılmaz’ın yakın akrabasıdır. Potansiyeli ve lider kumaşı olan bir isim. İki kurultayda da çok iyi oylarla seçildi. CHP delegesi başarıyı takdir ediyor. Mahmut Tanal üçüncü sıradan girdi. Çok önemli bir isim. Son dönemde sokağın sesi oldu. Berkay Gezgin’in 15’inci sıradan değil de belki birinci sıradan seçilseydi sürecin ruhuna daha uygun düşebilirdi. Muhalefet Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel yönetimine ders vermek için Gökhan Zeybek’i listeden çıkarmak istedi ama onu başaramadı. Gökhan Zeybek epey bir çizik aldı ama listede kaldı.”

CHP PM LİSTESİNDE ASLINDA 3 GERÇEK İZMİRLİ İSİM VAR
Yaldız, “CHP İzmir Milletvekilleri Murat Bakan ve Deniz Yücel PM’deki yerlerini korudular. Parti Meclisine girmeyi başardılar. Tekrar MYK’ya alınıp aynı görevleri sürdürüp sürdürmeyeceklerini şu an bilmiyoruz. İzmir bir şey kaybetmedi diyebiliriz. Ama İzmir 5 isimle PM’ye girdi gibi yorumlar var. Gökçe Gökçen’i sayıyorlar, Selin Sayek Böke’yi sayıyorlar. Türk siyaseti için kıymetlidir. CHP’nin kendisine duyduğu ihtiyaç nedeniyle İzmir’den kontenjandan iki dönem milletvekili adayı gösterilmiştir. Ama Böke Ankara siyasetçisidir. Gökçe Gökçen ise seçim dönemi hariç İzmir’e uğramamıştır. O da İstanbul siyasetçisidir. Yankı Bağcıoğlu da var listede. O daha İzmirli. Onu sayabiliriz ve CHP PM’sinde 3 İzmirli var diyebiliriz.  CHP İzmir Milletvekili Salih Uzun, İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun açıklamalarına gire listeye önce girmiş sonradan çıkarılmış. Salih Uzun ANAP’ın son genel başkanıydı. Demokrat Parti kontenjanından girip CHP listelerinden seçildi. Potansiyeli oldukça yüksek bir isim. ANAP orijini üzerinden Ekrem İmamoğlu’na da çok uzak bir isim değil. Listeye giremedi dememek lazım. Zaten olağanüstü bir kurultay olduğu için ona yer açılamadı. Genel başkanı ve parti meclisiyle mevcudu koruma refleksi ağır bastı” ifadelerini de kullandı.

TUGAY’IN 35 DELEGENİN ÖZEL İÇİN İMZASINI ALMASI SİYASETEN BAŞARIDIR
Yaldız, “Cemil Tugay siyasette kendisini bir üst noktaya taşımak, kentin siyasi patronajında söz sahibi olmak istiyor. Bununla ilgili olarak Özgür Özel’e rakip çıkıp çıkmayacağının belli olmadığı hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun bile çıkacağının konuşulduğu bir dönemde İzmir’de 35 kurultay delegesi imzasını Özgür Özel’e destek için toplaması önemliydi. İlk kurultayda 55 delege Kemal Kılıçdaroğlu’na imza vermişti. Tugay için 35 delegeden imza toplaması siyaseten bir başarıdır. Bu başarısını bir Parti Meclisi Üyesiyle taçlandırmak istedi. Ednan Aslan’ı istedi. İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da farklı bir rota üzerinden kendi yakın çalışma arkadaşlarından Münir Sinan Özen ismini PM için önerdiği değerlendirildi. Sonuç itibariyle il başkanı ile Tugay ayrı düştüler. İl Başkanıyla imza toplama meselesinde de ayrıştılar. Ama şu aşamada her ikisinin de istediği olmadı. Sürecin ruhu buna izin vermedi. PM’de Engin Özkoç dışında siyaseten hemen hemen hiçbir değişiklik yapılmadı” dedi.

BAŞKAN ADAYI OLMAYINCA DENGE DAYANIŞMA LİSTESİ TAMAMEN ÇÖKTÜ
Tunç Soyer’in PM listesinde 404 oy alarak yedek üçüncü sırada yer aldığını hatırlatan Yaldız şöyle konuştu: “CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’ın oyu daha düşük. O da dokuzuncu yedek sırada. Tunç Soyer’in ilerleyen süreçlerde istifalar olursa PM’ye girme ihtimali bu dönem de olabilir. O da İzmir’i 5 yıl yönetti ve bu yönetim sürecinde birkaç kurultayda aktif rol aldı. Bu süreçte yaptığı siyasi yatırımlar var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki delegeler başta olmak üzere Türkiye’nin her bölgesindeki delegelerle kurduğu ilişkiler var. İster istemez bu bir siyasi yatırımdır. Bu siyasi yatırımın bir karşılığı bekleniyordu. Muhtemelen hedefi 500’ün üzerinde bir oydu. Ama bu çok mümkün olmadı. Çünkü liste tamamen çöktü. Listenin genel başkan adayı düzeyinde bir sahibi olmayınca o liste 400’lerde kaldı. Dolayısıyla listenin de azizliğine uğrayarak 400’lerde kalmış oldu Tunç Soyer. Bundan sonra Soyer’in artık kendisini Ankara siyasetine yönlendirdiği yorumu yanlış olmaz. Ön seçim yapılırsa belki milletvekili adaylığı için tek siyasi iddiasını ortaya koyabilir. Ama netice itibariyle listeyi delememiş oldular. Denge Dayanışma Listesi’ni Parti Meclisi’ne taşıyamamış oldular.”

ÖZGÜR ÖZEL DE CHP’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLABİLİR
“Özgür Özel daha da lider oldu Kurultay sonunda. Vesayet gömleğini yırttı” diyen Özel, Türkiye’de muhalefet cephesinde yaşananların, olağanüstü kurultay, Özgür Özel’in liderlik formasyonunun güçlenmesi gibi tüm olanların Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın büyük planına uygun olduğu değerlendirmesi var bir süredir. Erdoğan’ın, İmamoğlu ve Yavaş yerine Özgür Özel ile yarışmayı yeğleyeceği tezi vardı uzun süredir. Siyaset kulislerinde uzunca bir süredir konuşuluyordu. Bu konu Özgür Özel ile Tayyip Erdoğan arasındaki normalleşme takviminde çokça konuşuldu. Erdoğan’ın Özel’i daha da güçlendirerek onu güçlü siyasi bir aktör haline getirerek rakibi yapmak istediği konuşuldu. Aynı tez Kılıçdaroğlu ile Erdoğan için de geçerliydi. Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasındaki ilişkinin de bir çeşit danışıklılık üzerine kurul olduğu iddia ediliyordu. Özgür Özel son 15 günde çok iyi bir sınava verdi. Bu sınavları böyle verirse Erdoğan, Özgür Özel’i öne çıkardığına pişman da olabilir. Ekrem İmamoğlu İstanbul’un ötesinde bir profil. Hatta CHP’nin de çok ötesinde bir profil. İmamoğlu Karadenizlileri etkiliyor. Karadenizli bir aday çıktığı zaman Karadenizliler destekler. İmamoğlu, Binali Yıldırım yarışında özellikle ikinci turda biz bunu gördük. Karadeniz Partisi devreye girdi. İmamoğlu’nun eski ANAP geçmişi var. Camiye gidiyor Yasin okuyor. Cuma’ya gidiyor. Muhafazakar, milliyetçileri ve Kürtleri komple etkiliyor. Selahattin Demirtaş’a nasıl bakıyorlarsa İmamoğlu’na da öyle bakıyorlar. İmamoğlu güçlü bir aday. Bir çok yere basıyor. Trabzon’a, Diyarbakır’a, İstanbul’a basıyor. Mansur Yavaş, Cumhur İttifakı mahallesinde deprem üretiyor. MHP, İYİ Partiyi etkiliyor. AK Parti de ’25 senedir başımızdasın. Artık zamanın doldu’ diyen bir kitle var. Mansur Yavaş bu kitleyi etkiliyor. ‘Değişim olsun ama bizim mahalleden olsuncular’ var. Mansur Yavaş tehlikeli rakip. Ekrem İmamoğlu tehlikeli rakip. Özgür Özel daha CHP’yi tanımlayan, CHP gücüyle hareket etme potansiyeli olan bir isim. Özgür Özel sadece CHP demek Erdoğan tarafından bakıldığında. Özgür Özel bu zokayı yutarsa ki yuttuğuna dair emaraler var. ‘Erdoğan’ın rakibi benim’ diyebilir. Tayyir Erdoğan son 20 yılda bize şunu gösterdi. Sadece AK Parti’yi değil muhalefeti de yönetiyor. Rakiplerini yönetiyor. Erdoğan’ın belirgin ilişkilerinden biri de şudur. Kaybedeceği yarışa girmez. Türk siyasetinde içeride ve dışarıda enteresan hamleler yapılıyor. Dışırıdan ABD’den esen rüzgar da Avrupa’dan esen rüzgar da Erdoğan’ın yelkenini şişiriyor. Erdoğan’ın en büyük şansı şu andaki dış politikadaki pozisyonu. Öyle olduğu için içeride olan bitenle fazla ilgilenmiyor.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER ASAYİŞ YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika