İzmir'de Son Dakika
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Doğankent nasıl yandı?
Hasan Erel
YAZARLAR
4 Temmuz 2025 Cuma

Doğankent nasıl yandı?

Son beş günde İzmir genelinde çıkan yüzlerce orman yangınında 200’e yakın
konut veya işyeri yandı.
Bunlardan tam 85 tanesi ise Seferihisar Doğankent sitesindeydi.
Yani benim oturduğum sitede.
Doğankent sitesi 1976’da kurulmuş bölgenin en eski ve köklü sitesidir.
Seferihisar’dan Ürkmez’e doğru giderken tatbikat sahasının bitiminden sonraki
rampanın çıkışında yer alır.
29 Haziran Pazar günü yaşanan o yangının hikayesini kendi tanıklığıma
dayanarak aktarmak istiyorum.
Pazar günü Doğankent Sitesi’nin seçimli genel kurulu vardı. İki rakip liste olduğu
için hararetli bir toplantı oldu.
O kadar şiddetli rüzgar vardı ki plastik sandalyeleri zaman zaman uçuruyordu.
Sitenin durumu konusunda tartışmalar yaşanırken uzaktan bir duman yükseldi.
Ben gazeteci olduğumdan Orman Genel Müdürlüğü watsap basın grubundan
haberi öğrendim. Yangın Seferihisar Orhanlı ile Menderes sınırında olduğunu
söyledim. Bazı üyeler genel kurulun iptal edilmesini istedi ama yangın uzakta ve
rüzgarın yönü siteye ters durumdaydı. O yüzden oylamayla kurulun devamına
karar verildi.


Fakat ilerleyen saatlerde bu kez Akarca tarafından yangın dumanları
yükselmeye başladı.
İşte bu kötü haberdi, çünkü rüzgar o yönden bize doğru zaman zaman 90
kilometre hızla delicesine esiyordu.
Yine de bizi teskin eden şey yangının tepelerin ardına kara yönüne doğru
gideceği beklentisiydi.
Bu arada OGM’nin saat 16.00’dan itibaren havadan müdahalesi kesildi. İki
bahaneleri vardı; biri şiddetli rüzgarda uçuş riskli olması, diğeri ise Gaziemir’de
bir başka yangının çıkmış olmasıydı.
Yangın her yıl Denizkurdu tatbikatlarının yapıldığı alandan bize doğru hızla
geliyordu.

Sitemizin yanındaki Orman gözetleme merkezinin yanına çıktım ve alevlerin
epey uzakta olduğunu gördüm.
Bu arada merkez boştu, çünkü görevliler yangınlara müdahaleye gitmişti.
Eve döndük, annem, eşim, iki çocuğum ve yeğenim endişe içinde bekleşiyordu.
Dumanlar siteyi basmış, küller yağmaya başlamıştı.
Aynı esnada tatbikat sahasından patlama sesleri geliyordu. Bunlar geçmiş
tatbikatlar kullanılan patlamamış top mermileriydi. Yangının hararetiyle infilak
ediyorlardı.
Hatta bir tanesinin sesi diğerlerinden çok yüksek çıktı.
Bu yüzden OGM ve İzmir İtfaiyesi karadan müdahale yapamadı.
Can güvenliği söz konusuydu. TSK da ortada gözükmedi.
Havadan müdahale de, dediğim gibi zaten kesilmişti.
Ve alevler İzmir-Kuşadası duble yolundan bizim sitenin olduğu ormanlık tarafa
atladı!
Biz ise 6 kişi bir arabaya doluşup son anda sitemizi terk ettik.
Çocukların hayatını tehlikeye atmak istemedim.
Alevlerin arasından geçerek Bornova’daki evimize gittik ve gelişmeleri
sitedekilerin paylaşımlarından izledik.
Sitemizin görevlileri, gönüllüleri ve çevreden gelen itfaiye ekipleri canla başla
çalıştılar ancak sitenin yanındaki vadide orman evlere çok yakındı ve OGM
yıllarca bir önlem almadı. Ağaç kesmek için onların izni şarttı çünkü.
Alevler A-7 orman tarafından siteye girince çatılar ardı ardına yanmaya başladı.
NTV muhabiri değerli dostum Merih Ak’a bizim sitenin yandığını haber verince
oradan canlı yayına başladı.
NTV canlı yayınları sayesinde durumun vahameti anlaşıldı ama geç kalınmıştı.
330 evlik sitede 85 ev tamamen yandı. İki araç da alevlere teslim oldu. Neyse ki
her hangi bir yaralanma veya can kaybı yaşanmadı. Sitemizin dayanışma ruhu
her zamanki gibi devredeydi.
1982’den beri her yaz ve bazen kış yaşadığımız sitenin yangın sonrası hali ise
çok acıklıydı.

Çevresinde kömür karası bir örtü ve içinde yanmış evler.
Yunan ordularının kaçarken yaktığı Ege köy ve kasabalarını andıran üzücü bir
tablo vardı.
85 komşumuzun 40 yıllık anıları, eşyaları da evleriyle birlikte kül oldu gitti.
Bizim evi ise ben yandı biliyordum, çünkü ilk başta alevler A-1 yolundan girmiş
ve gelen videolar tüm sokağın yandığını göstermişti.
Ertesi gün gittiğimde evin kenarlarında otların ve bir karabiber ağacının
yanmasına rağmen evimizin ayakta kaldığını görünce sevinemedim ama teselli
buldum.
İzmir 2025 yazında başta afet bölgesi ilan edilen Seferihisar olmak üzere
neredeyse her tarafından yandı. Daha yaz bitmedi yangınlar da bitmez.
Beş gün süren şiddetli poyraz karayel, (artık Yunan-PKK mı, Gediz Elektrik
bakımsızlığı mı yoksa son çıkan zeytin, kıyı, maden ve iklim yasalarından mı
dersiniz) Ege’nin incisini yeşilden siyaha döndürdü.
Ormanların asıl sahibi olan milyonlarca küçük büyük can da beş gün içinde
ağaçlarla birlikte yok oldu gitti. Ödemiş’te iki de şehit verdik.
Kendi vatanımızda sahipsizliğimizi bir kez daha hissettik.
Ama ne çare?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika