İzmirli gazeteciler Egeli TV’de gündemi değerlendirdi: İzmir kendi kokusunda boğulsun isteniyor

Egeli Gazete TV’de gazeteciler Mustafa Yılmaz ve Ümit Yaldız, kent ve ülke gündeminin perde arkasını değerlendirdi. Körfez konusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hiçbir yatırım yapmadığına da değinen Yaldız, “Körfez üzerinden siyaset yapılıyor. Tam tersi. Yani şöyle bir şimdi bunu söylemeye dilim varmıyor ama tırnak içinde söylüyorum yani “Koksun isteniyor. Koksun isteniyor ve kendi kokusunda boğulsun isteniyor” dedi. Çiğli’deki arıtma tesislerindeki 4’üncü faz açılışı konusuna değinen Yılmaz, bu konuda geç kalındığını hatırlatarak, “Teknik raporlara göre 4. Fazın 2008 yılında devreye alınması gerekiyordu. Şimdiye kadar beşinci fazın bile devreye alınması gerekiyordu” bilgilerini verdi.

Egeli Gazete TV’de gazeteciler Mustafa Yılmaz ve Ümit Yaldız, kent ve ülke gündeminin perde arkasını değerlendirdi. Körfez konusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hiçbir yatırım yapmadığına da değinen Yaldız, “Körfez üzerinden siyaset yapılıyor. Tam tersi. Yani şöyle bir şimdi bunu söylemeye dilim varmıyor ama tırnak içinde söylüyorum yani “Koksun isteniyor. Koksun isteniyor ve kendi kokusunda boğulsun isteniyor” dedi.  Çiğli’deki arıtma tesislerindeki 4’üncü faz açılışı konusuna değinen Yılmaz, bu konuda geç kalındığını hatırlatarak, “Teknik raporlara göre 4. Fazın 2008 yılında devreye alınması gerekiyordu. Şimdiye kadar beşinci fazın bile devreye alınması gerekiyordu” bilgilerini verdi. 

Çiğli’deki arıtma tesisinde 4. Fazın açılmasına değinen Yaldız, “Ne yazık ki İzmir, özellikle son 7-8 yıldır çok daha ağır ve tahammül edilemez bir şekilde kokuyor. Yaz aylarında yoğunlaşan, dere taban ve ağızlarından kaynaklı kokular vardı. İzmir’in koku sorunu araştırma şirketleri olarak bizim, ‘Kentin en önemli sorunu nedir?’ diye sorduğumuz soruya ‘Körfez kirliliği’ diye çıkan sonuçları 2016’dan itibaren arşivlemeye başladık. İzmir kokan bir şehir artık ne yazık ki. İzmir’deki koku sorunu çözülemiyor. Dereler kokuyor. Derelerde şubat y ada mart aylarından itibaren önlem alınırdı. Temizlik yapılırdı, kireçleme ve ilaçlama olurdu. Yaz aylarına kadar bu sorun çözülürdü. Şimdilerde çok çözülemiyor. Görüyoruz şimdi Halkapınar'dan Bornova'ya gidenler, Karşıyaka'ya gidenler o kokuları almaya başladılar. Şehir merkezinde kanal temizliği yeterince yapılmadığı için kokular var. Ayrıca, sağlıklı temizlik yapılmadığı için oradaki su birikintileri yahut buraya yönelik foseptik sızmalarından kaynaklı kokular var. Bu kokular yaz boyunca hiç gitmiyor. Alsancak’ta sokak araları kokuyor. Altyapı eski. Bir de Körfez kaynaklı kokular var. Bu Körfez kaynaklı kokular son 7-8 yıldır yoğunlaştı. Körfez kaynaklı kokuların da en büyük sebebi Çiğli'deki atık su arıtma tesisinin sağlıklı çalışmaması. İşte bugün 4. faz yani 4. aşama devreye alındı. İlk 3 aşamada çok sağlıklı çalışmıyordu.

ÇEVRE BAKANLIĞININ KÖRFEZ’DE YATIRIMI YOK
Körfez konusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hiçbir yatırım yapmadığına da değinen Yaldız, “İzmir’in kamu yatırımları konusunda merkezi idareden hakkını alamadığı konusu yeni değil. İzmir hak ettiğinin çok gerisinde pay alıyor. Geçmiş yıllarda biz bunu Ankara ve İstanbul ile mukayese ederdik. Yani o zaman AK Parti'de olduğu dönemler işte Ankara'ya var, İstanbul'a var. Ankara'nın projeleri 3 günde onaylanıyor. Bizim projeler niye 3 aydır bekliyor gibi söylemler vardı. Şimdi bir İzmit, bir Konya kaldı iktidarın elinde. Şimdi oralarla mukayese ediyoruz. Gönül isterdi ki Çiğli Arıtma Tesislerindeki açılışa Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Bakan da olsun. Keşke bu proje ortak yapılsaydı. AK Parti Genel Sekreteri İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan da keşke orada olsaydı. Ama orada nasıl olursunuz?  Körfez’in kirliliği İzmir’de kentsel memnuniyeti etkiliyor. Biz İzmir’de yaşam memnuniyeti yüzde 30 düştü diye açıklamalar yaptık. İzmir’de yaşamaktan memnun olmamanın parametrelerinden biri de Körfez kirliliği. İzmir Körfezi tüm İzmirlilerin gururuydu. İzmir'i İzmir yapan önemli değerlerden biriydi. Şimdi Körfez İzmir’in utancına dönüştü. Dilerim bu faz ve buna benzer yatırımlar Körfez'deki koku sorununu, kirlilik sorununu çözer. Deşarj sorunu ortadan kalkar.”

İZMİR KOKSUN, KENDİ KOKUSUNDA BOĞULSUN İSTENİYOR
Bu süreçlerin içinde olarak, bu süreçlere katkı koyarak, destek vererek, bütçe ayırarak, onay, izin, ruhsat bu aşamalarda kente arka çıkarak orada olursunuz. Ama Körfez üzerinden siyaset yapılıyor. Tam tersi. Yani şöyle bir şimdi bunu söylemeye dilim varmıyor ama tırnak içinde söylüyorum yani “Koksun isteniyor. Koksun isteniyor ve kendi kokusunda boğulsun isteniyor. Şimdi cümleyi söylemek istemedim yayında vatandaşlarımızın mide sorunları yaşamaması için ama netice itibariyle bu böyle. Türkiye'de bu kutuplaşma, siyasal ayrımcılık, particilik, partizanlık alabildiğine ilerliyor. İstanbul operasyonunu da bu çerçevede bir yere yazmak lazım. Hani İzmir'de o özlediğimiz tablo eskiden fuar açılışlarında görürdük hükümeti vesaire. Şimdi neredeyse orada da göremiyoruz. Bir AK Parti ile bir CHP'linin yan yana makas tuttuğu. kurdele kestiği bir olay, bir hizmet, bir proje, bir şey yok. Varsa yoksa birbirlerine laf söylemek.

İZMİRLİ CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI NEDEN YOKTU?
Çiğli’deki açılışa İzmirli CHP Genel Başkan Yardımcıları Deniz Yücel ve Murat Bakan’ın katılmadığını hatırlatan Yaldız, “İzmirli Genel Başkan yardımcıları neredeydi?  Şu anda Cumhuriyet Halk Partili belediyeler her gün 1 milyar TL'lik büyük devasa yatırımların kurdelasını kesemiyor. Bu açılış siyaseten de çok önemliydi. Cumhuriyet Halk Partisi daha Kurdeleyi ortak bir ruhla birlik ve beraberlik ruhuyla bile kesemiyor. Tunç Soyer'in olmaması da bana göre talihsizlik. Çünkü Çağrılmadım demiş. Kültür Park'ta kitap fuarında bir nahoş olay yaşandı Tuğsoyer ile ilgili. Yani Bu giderek hani ayıbın katmerlisi halini almaya başladı.

TÜRKİYE’NİN YENİ NORMALİ
İstanbul’daki son göz altıları değerlendiren Yaldız şu bilgileri verdi: “Birçok şeyi ilk defa yaşıyoruz. Yani Türkiye'nin yeni normali dediğimiz sosyal kavramı ne yazık ki böyle. İstanbul bir deprem kenti ve uzmanlar her defasında şiddeti ile ilgili de olası yıkımı ile ilgili de bize çok ciddi uyarılarda bulunuyorlar. İstanbul gibi önemli kentin, neredeyse 20 milyon insanın yaşadığı, Türkiye'nin beşte birini barındıran bir kentin; belediye başkanı, üst düzey tüm bürokratları ve neredeyse belediyeyi yönetecek bürokrat yok. Genel sekreterleri, eski genel sekreterleri, yardımcıları, İSKİ'nin genel müdürü dahil olmak üzere şu anda Silivri'de tutuklular. Dosyaların kamuya açılan bölümünü gördüğümüz kadarıyla tutuklu yargılanmalarını gerektirecek durumun da çok fazla olmadığı gözüküyor. Bu konuda tutukluluk noktasındaki itiraz İktidar Partisi'nin kurucu heyetinin en başında gelen Bülent Arınç'ın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamayla da geldi. Diyor ki Arınç; dava açılabilir, yargılama yapılabilir. Ama yargılamanın sonucu Yargıtayca onaylandıktan sonra gereken yapılır. Yani ki geçmişte Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan da buydu. Necmettin Erbakan'a yapılan da buydu. Bana yapılan da buydu diyor. Kim diyor? Bülent Arınç diyor. Bülent Arınç kim? İktidar partisini yani AK Parti'yi kuran üç dört önemli kişiden biri. Yani Abdullah Gül, Bülent Arınç, Recep Tayyip Erdoğan ve Cemil Çiçek yani o dönemki kurucuları.”