İzmir'de Son Dakika

Yaldız: Halkın yüzde 60’ı İmamoğlu davasının hukuki değil siyasi olduğuna inanıyor

İzmirli gazeteciler Mustafa Yılmaz ve Ümit Yaldız Egeli Gazete TV’de önemli gündemin perde arkasını araladı. İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Yaldız, halkın yüzde 60’nın Ekrem İmamoğlu davasının siyasi bir dava olduğuna inandığını söyledi.
Yaldız: Halkın yüzde 60’ı İmamoğlu davasının hukuki değil siyasi olduğuna inanıyor
Haberler / Röportajlar
12 Kasım 2025 Çarşamba 13:39

İzmirli gazeteciler Mustafa Yılmaz ve Ümit Yaldız Egeli Gazete TV’de önemli gündemin perde arkasını araladı. İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Yaldız, halkın yüzde 60’nın Ekrem İmamoğlu davasının siyasi bir dava olduğuna inandığını söyledi. 
Yaldız şöyle konuştu: “4.000 sayfalık bir iddianame hazırlanmış. 4.000 sayfa bir kamyonet yapar aşağı yukarı yani. Bu rakamlar benim için bir şey ifade etmiyor. Halkın önemli bir kesimi için de bir şey ifade etmiyor. Hukuki sebeplerle yargılandığına inanan Cumhur İttifakı’nın yüzde 20-25 aralığında bir kitle var. Ama halkın 80’i bu davanın hukuki olduğuna inanıyor.  Türkiye son dönemlerde pek çok siyasal yargılamalara şahitlik etti, tanıklık etti AK Parti iktidarı boyunca. Bunların en meşhuru Ergenekon davasıdır. Balyoz davasıdır. Askeri Kumpas davalarıdır. İzmir'deki casusluk davalarıdır. İzmir'deki Büyükşehir Belediyesi davasıdır. 2010-11'de Aziz Kocaoğlu'nun da yargılandığı, bizim bildiklerimiz anlamında söylüyorum. Daha çok var. Bunlarda da böyle binlerce sayfa iddianameler yayınlandı. İzmir'deki Büyükşehir Belediyesi davasında Aziz Kocaoğlu'nun yargılandığı, 397 yılla yargılandığı, pek çok bürokratın 8 ay ile 2 yıl arasında hapis yattığı davada dönemin Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak’ın gazetelere manşet olan o sözlerini hatırlıyor musun? Yüz yılın yolsuzluğu var İzmir'de dedi.  Ama dönemin başsavcısı tarihi yolsuzluk davası olarak tanımladı. Sonra savcı ve o davanın içindeki herkes FETÖ'den alındı. Cezeavinde 2.5 yıl kalan bürokratlar dava açıp tazminat aldılar. Ergenekon davasında neler neler gördük. Ne klasörler gördük. Ne yalancı şahitler gördük. Ne sahte hahamlar işte Ergenekon'un işte şeyi diye kasası diye insanlar hapislerde öldüler. Öldürüldüler. Yani acılar çekildi. Devletin bütün arşivleri, bütün gizli belgeleri alındı, götürüldü. Gizli servislerle paylaşıldı. Yani şu an Türkiye'de casusluk davalarının falan bana göre altı o yüzden boş. Yani devletin neyi ni satacaksın? Zaten bütün kozmik odalarında her şeyini kopyalayıp götürdü FETÖ'cüler. Hangi casusluğu yapacaksın? Zaten senin evrakların, bilgilerin, belgelerin, Mossad'ın, CIA'ın, MI6'ın elinde” dedi.

 

HUKUKA OLAN İNCIN YOK OLMASI VAR OLAN YOLSUZLUKLARI DA AKLIYOR
Yaldız şöyle konuştu: “Şimdi o 4.000 sayfanın içerisinde somut yolsuzluklar olabilir. Fakat biraz önce söylediğim o %60'lık ‘Bu dava siyasidir’  duygusunun altında bu yolsuzluklar da aklanıyor. Yani gerçekten var olanlar da aklanıyor. Oyun doğru kurulmadığı için, yargılamalar sağlıklı yapılmadığı için olay, süreç sağlıklı işletilmedi. Hukuka olan inanç yok. Önce gözaltına al, hapse at, azlet, hüküm hükümlüymüş gibi muamele et. 10 ay sonra işte iddianame açıkla. Yani İmamoğlu'nun 19 Mart'ta alındığında ne ile suçlandığını kendisi de bilmiyordu, kamuoyu da bilmiyordu. Şimdi önce suçla, yargıla. Neden? Kaçacak mı? Kaçsın. Adam Cumhurbaşkanı adayı. Kaçsın madem öyle. Kaçarsa suçunu da ikrar etmiş olacak. Sizin verdiğiniz hükmün hiçbir anlamı yok.Gerçekten yok. Toplumsal vicdandaki hüküm önemli. Yani bu ülke bu ülke başbakanını, bakanlarını astı. Ama toplumsal vicdanda Menderes asılmadığı için Demokrasi şehidim muamelesi görüyor. Toplumun önemli bir kesimi tarafından. Dolayısıyla sizin verdiğiniz hükmün bir kıymeti yok. Dün ya kendi iktidarınız döneminde Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Büyükşehir davaları buralardaki mekanizmanın benzeri işliyor. Tarihten ders almıyoruz. Tarih sürekli tekerrür ediyor Türkiye'de.”

HUKUK SİSTEMİ DEĞİŞTİ
Yaldız şöyle konuştu: “Dolayısıyla eğer burada işte 4.000 sayfa iddianame. Somut bir şeyler olabilir de bu arada. Yani mümkün ama toplumun vicdanında bu dava siyasallaşmışsa 400.000 sayfa iddianame de yayınlasanız, 4.000.000 sayfa iddianame de yayınlasanız Boş. Asıl tehlike de bu. Şimdi bakın. Bu ülkeyi yöneten Sayın Cumhurbaşkanı belediye başkanıyken yargılandı mı? Tabii. Belediye başkanlığından alındı. Hapse de atıldı. Ama ne zaman. Ama önce iddianame yayınlandı. Ardından yargılamalar yapıldı. Ardından karar verildi. Ardından bu karar onaylandı Yargıtay tarafından kesinleşti. Sayın Cumhurbaşkanı Belediye Başkanlığı'ndan o zaman alındı. Ama şimdi bu sistem değişti. Ne suç işlediğinizi hapse atıldıktan 10 ay sonra yayınlanan iddianame ile öğreniyorsunuz. Yani önce ceza sonra yargılama. Sen kendini savunma hakkından mahrum kalıyorsun. Belediye başkanısın. Kamuoyundan mahrum kalıyorsun. Pek çok hakkından mahrum kalıyorsun. Dolayısıyla ha şu olsaydı mesela 19 Mart'ta alındı Ekrem İmamoğlu. İzmir'deki kooperatif davası gibi. Efendim 19 Mart'ta 19 Mayıs'ta iddianame hazırlansaydı bu kadar bir infial olmazdı.”


GENÇLERİN EN BÜYÜK HANDİKAPI LİYAKATSİZLİK 
Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) İzmir birincisi Türkiye altıncısı olduğu halde bakanlıkların yaptığı iki sınavda mülakatta elendiği için kuryelik yapan İsmail Salih Hızarcı konusuna da değinen Yaldız, “Şimdi Türkiye'nin kanayan yarası liyakat. Yani bizim neslimizde 90'ların çocuklarıyız, gençleriyiz.  O dönemlerde öyle ya da böyle bir okul okuyup, bir eğitim alıp o eğitimle şu veya bu şekilde bir şey olma şansın olabileceğini söylerlerdi. Öğretmenlerin söylerdi, ailen söylerdi. Bunu görürdün. Komşunun çocuğu okumuş, hakim olmuş. İşte veya işte kaymakam olmuş ya da işte önemli bir göreve atanmış gelir İdaresi'nde uzman yardımcısı olmuşum falan derlerdi. Anlatılırdı. Şimdi iktidar partisinin ya da iktidar cephesinin bir unsuru değilse oradan bir referansın yoksa bir yerlerden oraya bir kablo bağlamamışsan, bir kartvizitin yoksa istihdam katına çıkma şansın yok. Asansörler de merdivenler de oraya kadar çalışmıyor. Şimdi ben İzmir'de geçtiğimiz yıllarda integral araştırma olarak gençlik araştırması yaptım. Gençlerin en büyük handikaplarından bir tanesi bu. Torpil ve liyakatsizlik. Doğru. Yaşadığınız ülkeyle umut bağlarınızı koparıyor. Ya gideceksiniz parti devleti haline geldiğimiz bu tabloda o devletin partisine intisap edeceksiniz. Yani oraya üye olacaksınız. Oradan bir torpil bulacaksınız. Ya da başka iyi bir işi başka ülkelerde arayacaksınız. Kamuda 100 kişi istihdam ediliyorsa 90’ı torpille oluyor” diye konuştu.

KPSS BİRİNCİSİNE 45 VERENLER ACABA KPSS’DE KAÇ PUAN ALDILAR
Yaldız şöyle konuştu: “Tipini beğenmiyor, ideolojisini beğenmiyor, adını beğenmiyor, mezhebini beğenmiyor, etnik altyapısını beğenmiyor, memleketini beğenmiyor, mülakatta eliyor. Yani bu mülakatta bu çocuğa 45 verenler acaba KPSS'den kaç aldılar? Değil mi? Oraya kimlerin torpiliyle geldiler? Mülakatı kimler yapıyor? Bu mülakat komisyonu kimlerden oluşuyor? Ne kadar liyakatlılardan oluşuyor? Şimdi bu ülkemizi 23 senedir Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyor. İşte Adalet bunun neresinde? Adalet bugün nereye geldi? Adalet dediğimiz şey sadece mahkemelerde hakim tokmağın vuruşuyla sağlanmıyor. Adalet budur. Adil yönetim budur. Hakkaniyetli yönetim budur. Evet. O zaman FETÖ'den hiçbir farkınız olmaz. O zaman FETÖ'cüler komisyonlara hakim oldular. Kendi tarikatlarının adamlarını devlete aldılar. Asıl liyakatli kadroları şu veya bu şekilde düşük notlarla mülakat puanlarıyla elediler. Türkiye'de %99'unun Müslüman geri kalanının da çeşitli dinlere mensup olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Hepsi semavi dinler. Evet. Yani Türkiye'de öyle puta tapanlar, ateşe tapanlar falan yok. Değil mi? %100'ü semavi. Hepsinde bir Allah inancı var. Allah'ın en büyük kuralı kul hakkıdır. Bu bir numaralı kuralıdır. Kur'an-ı Kerim'de de geçer. Kul hakkı dışındaki her günah Allah'ın takdirindedir. Affedebilir. Ama kulun hakkını kul affeder. Şimdi siz o çocuğun hakkını yediğinizde o çocukla o mülakatı yapanlar, onu eleyenler, onun hakkına girenler o çocuğun yedi sülalesiyle, o çocuğun torunlarıyla da hesaplaşacaklar. Belki dedelerinin kamuda önemli bir göreve gelmesini engellediler. Belki vali olacaktı, belki müsteşar bakan olacaktı. Şimdi adam burada Kuryelik yapıyor. Bir kişinin kaderiyle oynuyorsunuz. Bileğinin hakkıyla gelmiş, okumuş, KPSS sizin düzenlediğiniz bir sınavdan Türkiye 6'ncısı olmuş. İzmir 1'incisi olmuş. Bu neresinden bakarsanız bakın çürümedir. Bu bitiştir. Bu adaletsizliğin dibidir ve bu bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin köküne yerleştirilmiş bir dinamittir. Osmanlı bu yüzden çökmüştür. Osmanlı savaş meydanlarında bitmedi. Osmanlı adaletsizlik, adam kayırma, torpil, rüşvet, irtikap buna benzer çürümüşlükler yüzünden bitti. Ben tarihçiyim aynı zamanda. Osmanlı bu nedenle bitti.”

AK PARTİLİ VE MHP’Lİ GENÇLER DE GİTMEK İSTİYOR
Gençlik araştırmasında gençlerin yüzde 80’ninin yurt dışına kaç eğiliminde olduğunun tespit edildiğini hatırlatan Ümit Yaldız,  şu bilgileri verdi: “Eğitimini tamamlayıp yurt dışında yaşama, yurt dışında İş bulma, yurt dışında çalışma. Yurt dışından kastım doğu filan değil. Avrupa tabii ve Amerika. Japonya olabilir ama bir İran değil, bir Arabistan değil, bir Katar değil. Şimdi Japonya olabilir. Ne bileyim belki Çin olabilir. Gelinen noktada medeniyet katettiği mesafe açısından ama daha çok Avrupa, Kanada, Amerika. Buralardaki ortak özellik şu. Burada adalet var. Burada hukuk var. Burada bir devlet başkanıyla bile bir problem yaşasanız, örneğin trafik kazası yaşasanız, trafik polisi gelip sizin zaptınızı adil tutar. Bunu görüyor çocuklar. Evet. AK Partili, MHP'li çocuklar da gitmek istiyor. Bakıyor ki yok kardeşim sonuçta AK Partili olman da yetmiyor. AK Parti'nin hangi tarikatındansın? MHP'nin hangi kolundansın? Bunlar kadar önem arz  etmeye başlıyor. Giderek iş daha da spesifik hale geliyor. Torpilin torpili ortaya çıkıyor. Bir bakanlığa bilmem ne tarikatının adamı dışında kimse giremiyor AK partili olman da yetmiyor orada mesela.

LİYAKATSİZLİK YÜZÜNDEN TOPLUM DA KALİTESİZ HİZMET ALIYOR
Liyakat kavramının kaybolmasının sadece haksızlık yapan bir kişiyi ilgilendirmediğini, toplama da ciddi bir yansıması olduğunu hatırlatan Mustafa Yılmaz, “Siz şimdi liyakatsız davranınca hak edeni değil de İzmir 1'incisini, Türkiye 6'ıncısını sınavdan 93 almış, sınavdan 85 almış insanı almayınca sınavdan 70 almış, 60 almış, 50 almış insanı alınca aynı zamanda toplumu cezalandırıyorsunuz. Çünkü o adam daha az kaliteli hizmet verecek. Daha bilgili, daha ehil insana teslim etmiyorsunuz kamu görevini. O kamu görevinden kim hizmet alacak? Toplum alacak. Sen ben hizmet alacak. Sen böyle liyakatsiz davranınca hem o çocuğa zulmediyorsun, dediğin gibi torununa kadar yedi ceddine zulmediyorsun. Aynı zamanda topluma liyakatsizlikten dolayı kalitesiz bir hizmete mahkum ediyorsun. İşte kalitesiz binalar oluyor, kalitesiz hizmetler veriliyor. Bir de bu yönü var” dedi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika