İzmir'de Son Dakika
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İki adet yangın raporu
Hasan Erel
YAZARLAR
5 Ağustos 2025 Salı

İki adet yangın raporu

Yangınlar bir fırtına gibi ülkemizi yaktı kavurdu.

Rekor büyüklükte orman alanları yandı gitti. Alevlerle mücadelede 17 şehit verildi. Adeta savaş gibiydi.

Hükümetin yetersiz önlemleri eleştirildi. Alınmayan uçaklar, THK uçakları sorgulandı.

İklim kanunu, maden kanunu ve zeytin kanunu gibi kanunların çıkmasıyla paralellikler dikkat çekti.

Özelleştirilen elektrik dağıtımı da payını aldı.

Kamunun elindeyken temizlenen enerji nakil hatları çevresi artık özel şirketlerce ihmal ediliyordu.

İzmir Seferihisar yangını belki de bu yangınların en çarpıcısıydı. 29 Haziran'da çıkan yangın İzmir'de aynı gün çıkan 195 yangından biriydi ama en etkilisiydi.

50 yıllık Doğankent sitesinde 85 ev cayır cayır yanmıştı.

Bu yangın sonrası İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban basın mensuplarına yaptığı açıklamada Seferihisar yangınının elektrik hatlarından kaynaklandığını söyledi.

Doğankent'te evleri yanan mağdurlara yaklaşık bir hafta 10 gün sonra ulaşan ilk İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye raporunda yangının çıkış sebebi (kanaat) olarak "elektrik kısa devre/elektrik kontağı" yazılıydı.

Ulaştığım Gediz Elektrik yetkilileri ise bu iddiaları yalanlayarak Doğankent'i yakan yangının çöplükten kaynaklandığını ileri sürdü. Gediz yetkililerine göre jandarma bir kişiyi gözaltına bile almıştı.

İzmir belediyesi ilk itfaiye raporunda bir hata vardı ki Gediz Elektrik yetkilisi burada haklıydı. Seferihisar'da aynı günde bir değil iki yangın vardı ve Doğankent'i yakan ilk Orhanlı'dan başlayan değil sonrasında Akarca yönünden başlayan idi.

Ancak yangınların sebebi hala bir muamma olarak ortada cevaplanmayı bekliyordu.

Sabotaj olasılığının yanında bakımsız elektrik hatları da olağan şüpheliler arasında yerini koruyor.

Bakınız bir uzman meseleyi nasıl değerlendiriyor:

"Dağıtım(34,5 kV)  ile ilgili ve  iletim ile ilgili (154-380 kV) hatların geçtiği arazilerde yangına sebep olabilecek hususlar mevcuttur.

Çünkü:

 

•⁠  ⁠Enerji nakil hatlarının (ENH) güzergahında iletkenlerinin salınımlarına göre hesaplanan irtifak işlemlerindeki sahanın tam olarak temizlenmesi yapılamamaktadır.

•⁠  ⁠⁠Yüksek sıcaklık, kuvvetli rüzgar, teknik kusurlar ve bakımsızlık gibi nedenlerle sarkık havai hatlar birbirine değerek ark oluşturmaktadır.

•⁠  ⁠TEİAŞ TM deki ENH’larını koruyan Toprak kaçak röleleri gerek akım gerekse zaman açısından uygun ayarlı değildir. Dolayısı ile dallara temas eden ENH’nın rölesi dal yanıncaya kadar açmamaktadır.

•⁠  ⁠Yine dallara değerek açma yapan ENH’nı koruyan şalterleri (Kesici) arıza sona ermeden tekrar devreye alma yapılmaktadır. Bu da dalın yanmasını arttırmaktadır.

•⁠  ⁠ENH’larındaki kırık izolatörler ve kırık-bozuk bazı malzemeler (parafudurlar, ayırıcılar) zaman zaman toprak kaçağı veya kısa devre sebebi ile ark meydana getirerek yangına sebep olabilmektedir.

•⁠  ⁠ENH’larının  temizlenmesi yetersizdir. Bunlara  yapışan kuşlar,naylon,kağıt gibi  malzemeler  yanarak yere düşebilmekte ve  yangına  sebep olmaktadır.

•⁠  ⁠Özelleştirilen 34,5 kV’luk hatların  bakımı,temizliği ve iyileştirmesi yine eksik  kalan hususlardan biridir."

 

Şimdi asıl meseleye geliyorum.

 

İlk İzmir Belediyesi itfaiye raporu daha sonra değiştirildi ve yangın çıkış sebebi bölümüne kanaat olarak "sigara/kibrit" yazıldı.

 

"Elektrik kısa devre" gitmiş her zamanki en olağan şüpheli "sigara" gelmişti.

 

Burada kimseyi suçlanıyorum ama bu pilavın daha çok su kaldıracağı belli.

 

Muhtemelen detaylar mağdurların açacağı davalarda netleşecektir.

 

Ama elimizdeki en somut veri, İzmir Valisi Elban'ın yangın sonrası yaptığı

 “Çeşme, Ödemiş, Seferihisar, Foça ve Aliağa’daki yangınların tamamı elektrik hatlarından çıkan kıvılcımlardan kaynaklandı. Sabotaj ya da kasti bir müdahale söz konusu değil” açıklaması.
 

Gerçi İzmir basınında bu açıklamanın hükümet nezdinde etkili özel elektrik şirketleri ve AKP çevrelerinde tepki yarattığı haberleri yapılıyor ama Sayın Vali bildiğim kadarıyla bu açıklamasının arkasında duruyor.


 

 Herşey bir yana, ne yapsak ne yazsak hepsi de "Bade Harabül Basra", yani Basra harap olduktan sonra!

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika