Kurban Bayramı, İslam dünyasında manevi yönü kuvvetli olan en önemli dini bayramlardan biridir. Türk kültüründe ise bu bayram, sadece ibadetle sınırlı kalmaz; paylaşma, dayanışma ve mutfak kültürünün zenginleştiği özel günlerden biridir. Kurban etinin dağıtılması ve ardından hazırlanan nefis yemekler, bu bayramı daha da anlamlı hale getirir.
Bayram kahvaltılarının her zamanki peynir, zeytin, yumurta gibi kahvaltılıklardan değil de ağır ve zahmetli yemeklerden oluşmasının en önemli nedeni bayram namazından gelenlerin abdesti bozulmadan kurban kesme işlerine girişmesi ve öğlene doğru işlerinin bitmesi nedeniyle geç kahvaltı şeklinde yapılmasıdır. İşte geleneksel Türk Kurban Bayramı sofralarında sıklıkla yer alan bazı yemekler:
Kavurma

Kurban Bayramı denilince ilk akla gelen yemek şüphesiz ki kavurmadır. Kurban kesildikten hemen sonra hazırlanan bu yemek, kuyruk yağı ya da tereyağı ile yapılır. Etler, kendi yağıyla ve çok az su ile kısık ateşte pişirilir. Taze ekmekle servis edildiğinde, bayram sabahının vazgeçilmezidir.
Etli Pilav
Etin bol olduğu bu dönemde, etli pilav sofraların yıldızıdır. Genellikle kavrulmuş et, tereyağlı pirinç pilavıyla birleştirilir. Bazen içine nohut ya da badem de eklenir. Düğün pilavı adıyla da bilinen bu yemek, misafir sofralarının baş tacıdır.
Tavuklu pilav: Özellikle Balkan göçmenlerinin bayram sabahı kahvaltısında tavuklu pilav mutlaka yenir. Eskiden horoz etiyle yapılan bu pilav günümüzde yerini tavuğa bıraksa da bu gelenek Orta Asya kökenlilerin de bayram kahvaltısında yerini alır.
İçli Köfte

Bazı bölgelerde bayram sofralarının özel lezzetlerinden biri olan içli köfte, ince bulgurun içine kıymalı, cevizli harç yerleştirilerek yapılır. Kızartılarak ya da haşlanarak hazırlanabilir. Özellikle Güneydoğu Anadolu ve Hatay mutfağında sıkça karşımıza çıkar
Börek ve Hamur İşleri
Kurban Bayramı'nda sadece et yemekleri değil, hamur işleri de sofraları süsler. El açması börekler, özellikle kıymalı olanlar, çay saatlerinde ya da ana yemeklerin yanında sunulur. Su böreği ise her kutlama sofrasında olduğu gibi kurban bayramı sofralarının da vazgeçilmezidir.
Tatlılar: Baklava ve Şekerpare
Bayramların tatlısız olmayacağı düşünülürse, baklava başta olmak üzere birçok şerbetli tatlı da sofralardaki yerini alır. Şekerpare, revani, kalburabastı, kadayıf gibi tatlılar da sıklıkla hazırlanır özellikle misafirlere ikram edilir.
İzmir’e özgü gerdan tatlısı: İzmir mutfağının gizli hazinelerinden biri olan Gerdan Tatlısı, kuzu gerdan etiyle hazırlanan, meyve ve baharatlarla zenginleştirilmiş eşsiz bir lezzettir. Duyanlara etten tatlı mı olur dedirtse de tadını yiyenler bilir. Osmanlı saray mutfağının izlerini taşıyan bu tatlı, özellikle Kurban Bayramı'nda İzmir'de özel gün sofralarını süsleyen geleneksel bir tatlıdır.
Gerdan Tatlısı'nın kökeni Osmanlı mutfağına dayanmaktadır. Osmanlı döneminde, et ve meyvenin bir arada kullanıldığı tatlılar saray sofralarında sıkça yer alırdı. Gerdan Tatlısı da bu geleneğin bir yansımasıdır. Kuzu gerdan eti, kuru meyveler ve baharatlarla birleşerek hem tatlı hem de etli bir lezzet sunar. İzmir'de özellikle Kurban Bayramı'nda hazırlanan bu tatlı, zamanla unutulmaya yüz tutmuş olsa da, son yıllarda yeniden keşfedilmeye başlanmıştır
Sakatat Yemekleri
Bazı bölgelerde kurban etinden yapılan mumbar, ciğer sarma (darp) ciğer tava, beyin salatası, kokoreç gibi sakatat yemekleri de geleneksel sofralarda yer bulur. Bu yemekler, özellikle sabah saatlerinde kahvaltı niyetine tüketilir.
Güneydoğu ve analı-kızlı çorbası

"Analı kızlı" ismi, çorbanın içinde bulunan iki farklı köfte türünden gelir. Büyük olanlar “ana”, küçük olanlar ise “kız” olarak adlandırılır. Bu köftelerin her biri ayrı emekle hazırlanır. Büyük köftelerin içi kıymalı harçla doldurulur; küçük olanlar ise içsizdir.
Analı kızlı çorbası, oldukça zahmetli ve sabır isteyen bir yemektir. Ancak sonucunda ortaya çıkan tat, tüm emeğe değecek kadar özeldir. Bayram öncesi imece usulü ile evlerde toplanan kadınlar bu çorbanın ön hazırlıklarını yapar ve bayram sabahı ailelerine ikram ederler.
Analı kızlı çorbası sadece bir yemek değil, aynı zamanda Gaziantep kültüründe aile yapısını ve toplumsal dayanışmayı temsil eden bir semboldür. Geleneksel olarak bayramlarda, düğünlerde ve özel misafirler için hazırlanır. Emek isteyen bu çorba, aynı zamanda paylaşmanın ve birlikte yemenin de sembolüdür.