İzmir’de Büyükşehir Belediyesiyle DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası üyesi 23 bin işçi arasındaki TİS (Toplu İş Sözleşmesi) görüşmeleri bayramdan iki gün önce sonuçlandı.
Ama 7 günlük grev süreci herkes için çok zorlu geçti.
Hiç olmaması gerekenler oldu, hiç söylenmemesi gerekenler söylendi.
Türkiye’nin en hoşgörülü, en özgür, en aydın kentinde yaşanan bu tavırlar ve söylemler kentin kültürüne asla yakışmadı.
Umarım bu süreçten gerekli dersler çıkarılır ve bir daha yaşanmaması için gerekli önlemler alınır.
***
Tüm yaşananlardan sonra süreç, kime ne kazandırdı, bakalım.
Öncelikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay sürecin kesinlikle kazananlarından oldu.
Baskı ve siyasi zorlamamalara karşı kimsenin ona kafasına yatmayan bir işi yaptıramayacağını kanıtladı.
Çok ciddi siyasi risk aldı ama popülist politika izlemedi. Belediyenin mali yapısını ortaya koydu. Somut rakamlarla savlarını ısrarla sürdürdü.
Bu samimi tavırlarla da İzmir halkının ezici çoğunluğunun desteğini aldı.
Tugay’ın eksisi ise CHP Genel Merkezi’nin yeterli desteğini arkasına alamaması oldu.
Oysa Tugay, CHP’de devrim yapan değişimcilerin kurmay isimlerinden biriydi.
Ama Tugay’ın önünde şimdi çok daha büyük bir sorun var.
Yapılan toplu sözleşmeler sonucunda İzmir Büyükşehir Belediyesinde bir işçinin maliyeti Temmuz ayından itibaren 130-150 bin lira arasında olacak.
Artık SGK ve vergi borçlarını da ödememek gibi bir seçenek olmadığı için 35 bin işçi için 5 milyar liranın üzerinde bir parayı her ay bulmak zorunda.
İşin vahim yönü İzmir Büyükşehir Belediyesinin tüm gelirlerinin toplamı aylık 5 milyar lira olması.
30 milyar liralık da 15 ayda ödenmesi gereken SGK ve vergi borcu var geçmiş döneme ait.
Sonuçta sadece bu kalemler için aylık 2 milyar liralık açık var.
Elbette bu durum sadece Tugay’ın değil tüm İzmir’in sorunu. Umarım en kısa zamanda da çözülür.
***
DİSK Ege Bölge Temsilciliği’ne gelince. Süreç, DİSK yöneticilerinin ne kadar çağın gerisinde kaldığını ortaya çıkardı.
İletişim kanallarını doğru ve yeterince kullanmamaları nedeniyle İzmir halkı büyük çoğunlukla karşılarında oldu.
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’nın siyasi şantaj olarak algılanan sözleri de öfkeyi iyice arttırdı.
Genel İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül’ün, “Çöpleri toplamak için Başkan Tugay’ı çağıracağım” sözleri de işçilerin aleyhine oldu.
Sonuçta DİSK yöneticileri tartışmasız sürecin kaybedeni oldu.
***
CHP Genel Merkezi de İzmir’deki TİS krizinde çok kötü bir sınav verdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in elbette tutuklu belediye başkanlarını gündemde tutma gibi çok önemli bir gündemi ve yoğunluğu var. Ama CHP Sözcüsü Deniz Yücel İzmirli, Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan İzmirli. Bir de Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek var. Ama hepsi bu krizde ‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum’ oyununu oynadılar.
İşin daha da vahimi, “CHP’de, Cemil Tugay zor duruma düşsün ve işin içinden çıkamasın” diye çalışanların bile olduğu dillendirildi bu süreçte.
Sonuçta CHP’ye 25 yıldır yerel iktidar veren İzmirliler zarar gördü.
***
Belediye işçilerine gelince…
Torpille işe girip masa başında oturanlar zaten her zaman kazançlı.
Ama yazın 45 derecede güneşin altında, kışın eksi sıcaklıklarda sokaklarda hizmet üreten işçilerin fazla bir şey elde ettiği söylenemez.
Her ay 60 bin, 70 bin ya da 80 bin lira alacakları konuşuldu.
Ama işin aslı tam da öyle değil. Evet belediyenin kasasından her işçi için bu paralar çıkıyor. Ama paralardan devasa oranda vergiler kesiliyor.
Oranlar şöyle: 158 bin liraya kadar yüzde 15, 158 bin lira ile 330 bin lira arası yüzde 20, 330 bin lira ile 800 bin lira arası yüzde 27, 800 bin üstü ise yüzde 35’e kadar yükseliyor.
Bunun anlamı şu. Ocak ayında 60 bin lira alan bir işçi, Aralık ayında en fazla 40 bin lira alabiliyor.
Bu ada ortalama maaşların 15-30 bin lira düşmesine neden oluyor.
Sonuç olarak belediye işçilerinin cebine giren yıl boyunca ortalama 55-70 bin lira oluyor.
***
Ama bu sürecin kesin ve net olarak bir kazananı var. O da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek.
Uzun süredir Hazine’ye para bulmak için her yolu deneyen Şimşek, İzmir’deki sürecin sonunda imzalanan TİS’ten en çok sevinen oldu büyük ihtimalle.
TİS sonucu sağlanan toplam yüzde 49’luk artış, gelir vergisi olarak net olarak Hazine’ye aktarılacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesindeki 35 bin işçiden kesilen gelir vergisiyle Mehmet Şimşek’in kontrolündeki Hazine’ye her ay 700 milyon ile 1 milyar lira arasında para gelecek.
Öyle olunca da TİS’in imzalanmasına “Ne belediye ne de işçi, bu işe en çok Mehmet Şimşek sevindi” diyebiliriz.