Sevgili dostlar,
Eskiden beri siyasete güven hep sorgulandı ama güvensizliğin tavan yaptığı böyle bir
dönem yaşanmadı. Yapılan anketlerde adaletten sonra güvenilmez kurumlar arasında siyaset
ve siyasetçi geliyor. Aslında siyasetçi demek gerekiyor. Çünkü kurumu çürütenler bu
arkadaşlar. Tabi burada düzgün siyasetçileri tenzih ederek bunu ifade etmek gerekiyor.
Toplum nasıl güven duysun ki. Partiler ittifak yapıyorlar, ittifak içerisinde bulunan ve
yalnız başına seçime girse tek bir milletvekili bile çıkaramayacak olan partiye on milletvekili
veriliyor. Bu milletvekilleri büyük partinin seçmenlerinin oyuyla meclise giriyorlar. Seçim
dönemi iktidar ittifakına verip veriştiriyorlar, hatta istedikleri parlamenter sistemin başta
anayasa olmak üzere birçok komisyonunda görev aldıktan sonra…
…bir de bakıyorsunuz bir gün herkesten çok eleştirdikleri iktidar ittifakına katılmışlar.
Hem de büyük bir çoğunlukla. Acaba bu arkadaşlar ileride iktidar bloğuna katılsın diye mi o
partilerin liderlikleri tarafından özellikle seçildiler diye düşünmeden de edemiyor insan.
Seçmen hakkını helal etmemekten başka da bir şey yapamıyor. Gel de siyasetçiye güven
şimdi.
Ama burada ittifak yapan büyük partinin hiç mi suçu yok. Sen seninle hiçbir ideolojik
tabanı olmayan bu küçük partilere çok kontenjan vermişsin bu bir. Çok kontenjan verirken
senin partinde yıllarca çalışmış partilileri aday göstermemişsin bu iki. Kendi partinden gerek
milletvekili gerekse belediye başkanı adaylarını gösterirken adayları ideolojik değil para
harcayabilecek kişilerden seçmişsin bu üç.
O zaman da senin ideolojini özümsememiş, geçmişte hiçbir ideolojik tavrı olmamış,
mücadele içerisinde yer almamış Aydin Büyükşehir Belediye Başkanı gibi konuyu ekonomik
düşünür sıkıştığın anda belediye seçimlerinde alınan 344 bin oya bakmadan arkana bile
bakmadan çeker gidersin. Halbuki Aydın’da ideolojik düşünen, geçmişinde demokrasi
mücadelesi vermiş ne cevherler var.
Seçmen için Aydın olayı siyaset kurumuna güvenin azalmasında kırılma noktasının
sonu oldu. Sırf bu yüzden seçmenler gelecek seçimlerde sandığa gitmeyebilirler. Bu da
yaklaşık yüz elli yıldır demokrasi mücadelesi veren bu coğrafya için çok acı bir deneyim
olabilir.
Bence bundan böyle ittifaklar ayni ideolojiyi savunan partiler arasında yapılmalı.
Mesela CHP-DEM-TİP-TKP-DİĞER SOL PARTİLER, İYİ-ZAFER-YENİ YOL, SAADET-
GELECEK-DEVA. Böyle olunca da seçmen de kendine uzak siyasi görüşte olan adaylara oy
vermek zorunda kalmamış olur.
O zaman belki siyaset kurumu kaybettiği güveni yeniden kazanabilir.
Bizden söylemesi…