Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den iki dönem milletvekili, 1 dönem Aydın, 3 dönem de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra AK Parti’ye geçmesi şüphesiz son 50 yılın en önemli siyasi olaylarından biridir.
Bir 50 yıl daha da konuşulacağı, siyasi değerlendirmelerin ana konularından biri olacağı, olumlu ya da olumsuz örnek alınacağı ortadadır.
Nasıl ki 1978’te Güneş Motel’de 8 milletvekilinin AP’den CHP’ye geçip Hükümet değişikliğine yol açması siyasi tarihimize “Güneş Motel” olayı olarak geçmişse ve unutmadıysa Çerçioğlu olayı da şimdiden öyle oldu.
Çerçioğlu başta CHP’liler olmak üzere büyük bir kitleyi çok kızdırdı. Doğal olarak da bir siyasetçiye yapılabilecek en ağır eleştirilerle karşı karşıya kaldı.
Bütün bunları içine sindirmek Çerçioğlu’nun meselesi.
***
Ama çok daha önemli bir konu var. Bu olay açıkça gösterdi ki CHP’nin 20 yıldır belediye başkan adaylarını belirleme süreçleri hiç de isabetli değil.
Çerçioğlu’nu Aydın’da oy kullanan CHP’lilerin önüne partinin en üst yönetimi çıkardı. “Ben bu adaya kefilim, oyunu verin” dedi.
Aydın’da yaşayan CHP’liler de 4 dönemdir onu belediye başkanı seçti.
Konunun en önemli noktası tam da burası. Şimdi görüyoruz ki aslında Özlem Çerçioğlu hiç CHP’li olmamış.
AK Parti’ye katılım töreninde “Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde çalışmaya devam” edeceğim sözü bunun kanıtı. Gerçekten CHP’li olan hatta sosyal demokrat olan siyasetçi asla birinin himayesine girdiğini söylemez. Bu anlayış ve dil sosyal demokrat mahalle de yoktur.
Çerçioğlu daha sonra bir gazeteciye “Ben zaten her zaman Recep Tayyip Erdoğan’a yakındım” diyerek bu konuda ikinci bir çıkış yaptı. Erdoğan AK Parti’nin Genel Başkanı. CHP’nin en büyük rakibi olan partinin genel başkanına bu kadar yakın olan birinin CHP’li olması düşünülemez.
Öyleyse Çerçioğlu neredeyse 20 yıldır nasıl oluyor da sürekli CHP’nin adayı oluyor.
Merhum Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığı döneminde milletvekili ve il belediye başkan adayı gösteriliyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı döneminde 2 kez Aydın Belediye Başkanlığı adayı gösteriliyor.
Özgür Özel’in Genel Başkanlığı döneminde de yine büyükşehir belediye başkan adayı oluyor. Özel, “Kılıçdaroğlu aday olarak ilan ettiği için mecbur kaldım” diyor ama bu durum sorumluğunu tam olarak ortadan kaldırmaz.
Sadece Genel Başkanlar da değil. Partinin PM’si, MYK’sı, İl Başkanlığı saf saf arkasında duruyor. “Biz Çerçioğlu’na kefiliz” diyor.
***
Aslında bu durum sadece Özlem Çerçioğlu için de geçerli değil.
CHP’nin ilkeleri, parti programı belli. Bu partiden herhangi bir makama adaysanız sosyal demokrat ilkeleri benimsemiş olmanız gerekir. CHP Türkiye’de solun kitle partisi. Öyle olduğunun kanıtı Sosyalist Enternasyonal’in üyesi olması. Hatta CHP Genel Başkanı Özgür Özel Sosyalist Enternasyonal’in Başkan Yardımcısı.
CHP’li biri insanlar arasında ayrımcılığı savunamaz. CHP’li bir belediye başkanı birinin milliyetini beğenmediği için ona verdiği su fiyatını 10 katına çıkaramaz. Ama oldu. Bolu’da bu durum ne yazık ki yaşandı. Bunu yapan CHP’li belediye başkanı disipline bile verilmedi.
CHP’li bir belediye başkanı çevre değerlerine aykırı davranamaz, rant için çevrenin yok edilmesine göz yumamaz. Ama o da oldu. Hem de İzmir’de. Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit İnciraltı’nda tarım toprağının imara açılmasını “Müjde” diyerek ilanlarla duyurdu.
CHP’li bir belediye başkanı sanat ve kültür merkezini satılığa çıkaramaz. Ama bu da oldu. Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, SGK borçlarına karşılık iki kültür merkezini satılması için bu kuruma verdi. Üstelik bu kültür merkezlerinden biri, CHP’nin merhum üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in adını taşıyordu.
CHP’li bir belediye başkanı bu ülkedeki işsizler için “iş beğenmiyorlar” da diyemez. O da oldu. Bornova Belediyesinin önceki belediye başkanı Mustafa İduğ, hem de meclis toplantısında işsizliğin nedeninin iş beğenmeyenler olduğunu söyledi. İduğ, “Bu ülkede işsizlik yok, iş beğenmeyenler var” dedi.
***
Sosyal demokrat ilkelerle çalışan CHP’li belediye başkanları yok mu? Elbette var. Hem de çok sayıda. Üstelik bu uğurda ciddi bedel de ödüyorlar. Özgürlüklerinden bile mahrum kalıyorlar.
Diğer partilerde bu tür sorunlar yok mu? Fazlasıyla var. Ama onların zaten sosyal demokrat ilkeleri yok. Öyle bir vaatleri de yok. O yüzden de tezat içinde oldukları söylenemez.
Ama hem “bu ilkeleri uygulayacağım” deyip hem ona uygun aday belirlemeyen CHP’de sorun var.
CHP’nin 2023 Kasım’ında göreve gelen yeni yönetimi bu konuda önemli bir adım attı aslında. Her türlü makam için ön seçim yapılması tüzüğe kondu. Ama uygulamanın nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz.
Bu sorun siyasetin finansmanı ile de yakından ilgilidir elbette. Ama bunu da çözmek parti yönetimlerinin görevi.
Her kriz bir fırsattır aslında. Umarım CHP yönetimi bu krizden doğan fırsatı iyi değerlendirir ve Türkiye siyasetinde milat olacak yeni bir sayfa açılır.
GÜNCEL
Sayfa başına git