İzmir'de Son Dakika
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
CHP Genel Merkezi’nin işaret parmağı
Mustafa Yılmaz
YAZARLAR
17 Ekim 2025 Cuma

CHP Genel Merkezi’nin işaret parmağı

Adını ilk olarak ortaokul çağlarımda babamdan duymuştum. Daha gazeteciliğe başlamadan Gültepe’nin efsanevi Belediye Başkanı Aydın Erten’in onlarca hikayesini biliyordum.

Aradan 15 yıl geçti. Genç bir gazeteci olarak belediye ve siyaset alanında haberler yapıyordum. CHP’nin İl Kongresi’nde adaylardan biri de Aydın Erten’di.

Onunla röportaj için Çankaya’daki mütevazı ofisine gittim. CHP’nin hatta Türk solunun sembol isimlerinden biriydi. Ama 25 yaşındaki genç bir gazetecinin sorduğu tüm sorulara hiç sinirlenmeden, sıfır egoyla cevaplarını verdi.

Birkaç gün sonra yapılan kongrede kürsüye çıkarken ceketini çıkarıp gömleğinin kollarını sıvadıktan sonra “Tanrı bana hep zoru gösterdi” diye söze başlayıp olabilecek en etkili siyasi konuşmalardan birini yaptı. Gerçekten de zoru görmüştü. İnandığı değerler uğruna ağır işkenceler görmüş, fikir suçundan yıllarca cezaevinde özgürlüğünden mahrum kalmıştı.

Ama bugün “efsane” diye her yıl mezarı başında methiyeler düzülen Aydın Erten’i il başkanlığı görevine seçmediler. Çünkü o gün CHP Genel Merkezi’nin işaret parmağı başka birini gösteriyordu.

 

***

Aradan 27 yıl geçti. Ama o işaret parmağı hiç değişmedi. Bugün de CHP’de bir il kongresi var. Bugün de CHP Genel Merkezi’nin işaret ettiği bir aday var.

Dahası bugün genel merkezin “ille de tek aday olsun” dayatması da var.

Peki CHP İzmir’de aylardır devam eden ve bugün sonuçlanacak süreç nasıl hatırlanacak? Siyasette de hayatın pek çok alanında olduğu gibi kazananlar, kaybedenler değişir. İsimler, gelir ya da gider. Yıldızı parlayanlar, sönenler olur.

Peki ya fikirler, anlayışlar? Aylardır devam eden CHP delege seçimleri ve ilçe kongreleri sürecinde “Hangi fikirler öne çıktı, kazandı ya da kaybetti?” sorusuna verilecek cevap çok daha önemli.

CHP’de her mahallede, her ilçede rekabet vardı. Ama kişiler ve gruplar arasında. Bu kadar mahalle ve ilçedeki seçimden sonra “Şu fikri savunanlar ya da şu anlayışta olanlar kazandı” denmiyor, denemiyor. Kazanan, kaybeden sınıflaması sadece ve sadece isimler bazında yapılabiliyor.

 ***

Ağır ekonomik, sosyal ve toplumsal sorunların yaşandığı bir dönemdeyiz. Sorunlara neden olan iktidarın tek alternatifi olan Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor.

Sadece partili belediye başkanlarının değil bizzat partinin kendisi de “kayyum” tehlikesi altında.

İzmir 25 yıldır bu partiye en büyük desteği hatta can suyunu veren kent.

Bu kadar önemli bir şehirden Ankara’da yapılacak Kurultay’a hangi fikirler gidecek?

“Toprak işleyenin, su kullananın” gibi çok parlak fikirler ya da “ortanın solu” gibi tarihsel yeni anlayışların çıkmasını zaten bekleyen yok.
Ama en azından “Partinin çevre ile ilgili konuları daha yoğun savunmasını isteyenler kazandı” diyebilir miyiz?

Milletvekilliği, belediye başkanlığı ve meclis üyelerinin belirlenmesinde önseçim isteyenlerin, büyük bir zafer elde ettiğini öne sürebilir miyiz?

Ya da partinin işçiler için, üreticiler için, emekliler için söylemin yanında daha eylemsel bir anlayışla hareket edilmesini savunanların galip geldiğini yazabilir miyiz?

Hayır. Konuşulan tek konu isimler. Genel Merkez de kavga, gürültü olmadan tek ismin aday olup kazanmasından yana.

İlk önce mevcut Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun Genel Merkez tarafından desteklendiği açıklandı.

Elbette İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun İZBETON Davası sürecindeki tutukluluk halinden sonra ev hapsi yaşaması nedeniyle gösterilen vefa anlaşılabilir.

Ama partinin genlerine gösterilecek vefa daha önemli değil mi?

Daha sonra dün yaşanan gelişmelerden sonra CHP Genel Merkezi’nin Çağatay Güç’ü destekleyeceği belirtildi.

Türkiye’de çok adaylı seçimleri CHP de uygulamayacaksa demokrasi anlamında konuşacak ne kalır?

Çağatay Güç, genç ve elbette bu görevi hak eden bir partili. Ama ille de tek aday olsun dayatması ona da haksızlık olur.

Dahası ve en önemlisi de; Pek çok alanda ağır sorunların yaşandığı bir ortamda ülkenin ana akım sosyal demokrat partisinde bile fikirlerden çok kişiler konuşuluyorsa, güzel günler çok da yakın değil demektir.   
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika