İzmir'de Son Dakika
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gazetecilikte kibarlık: Işıl Çallı
Yaşar Aksoy
YAZARLAR
9 Kasım 2025 Pazar

Gazetecilikte kibarlık: Işıl Çallı

Elli yılı aşkın gazetecilik ve yazarlık hayatımda iki şeye çok dikkat ettim. Geçmişte veya günümüzde medyada çalışmış ve çalışan her gazeteci de, anasından elmas pırlanta yumurtlayan tavuk olduğunu düşünmüyorsa, aynen aynı ilkeleri benimsemelidir.

 

Çok çalışacak ve didinecek, ancak kibarlığı elden bırakmayacaksın; sert, egoist, bencil, kendini beğenmiş, üst kademelere halis Ayvalık yağı sunmayacak, alt kademelere üst üste boyahane fırçası atmayacaksın.

 

Bu dediklerim günümüzde iktidara yandaş veya muhalif gazetecilerin tümü için geçerlidir. Bakın tv ekranlarına asıl suratlı, çokbilmiş ve saldırgan gazeteci ve konuşmacılardan geçilmiyor.

 

 

YENİ ASIR’DA BİR IŞIL ÇALLI VARDI

Işıl Çallı (Özirz) önce muhabirdi.

Zarif, süper kibar, cin gibi akıllı, melek gibi kızıl saçlı bir kızcağızdı. Kibarlıktan muhatabı karşısında büklüm büklüm olur, ne yapar eder, o kişiyi ikna eder ve en zor haberleri kopartır, gazeteye uçarcasına dönerdi.

Tam not almış bir gazeteci idi.

Tek kişinin kalbini kırmadı, tek kişiyi (tıpkı benim gibi) yukarıya ihbar edip mesleğinde attırmadı. Yeni Asır gibi Kurtlar Vadisi gibi değil, tam “Çakallar Vadisi” gibi bir gazetede, bu az şey miydi?

Sonra Patron Vekili’ne (Patrondan beter bir adamlardır) bağlı olarak üst katlarda çalışmaya başladı.. Yine son derece zarif, incecik, İrlanda Prenseslerine benzeyen kızıl saçlı endamı ile görevinin başındaydı ve Orta Çağ dönemi İngiltere Kralı’ndan daha sert ve acımasız yöneticisine rağmen, o makamı elinden geldiği kadar yumuşatmaya ve sempatik görüntü vermeye emek verdi..

Herkese daima hep kibar davrandı. Patron Vekili’ne çok kızdığımız zaman bile onu üzmemek için yanında eleştiri getirmezdik. Patron Vekili de bize kızdığı, köpürdüğü, infilak ettiği zamanlarda da (ota, böceğe, minnacık kuşlara, baykuşa, karıncaya kızar, nedense hep infilak ederdi), Işıl onun bu davranışlarını ve duygularını bize aksettirmezdi. Yani,  iki arada bir derede kalırdı zavallıcık.

Işıl Çallı (Özirz), artık mutlu bir evlilik içinde, çok değerli ve kendi gibi kibar bir doktor ile evlendi, bir delikanlı çocuğuna annelik görevini yapıyor ve tanınmış bir emlak danışmanı.. Görüşüyoruz ve söyleşiyoruz. Yolu açık olsun..

 

DİĞER KİBARLAR

Ekonomi muhabiri rahmetli Aytaç Sefiloğlu, yine Ekonomi muhabiri ve şimdinin çok önemli bir editörü ve yazarı Filiz Çiçek, Bilge Egemen, yine ekonomi muhabiri Esen Elvan da kibar gazeteci arkadaşlarımız arasındaydı.

Bizim yazı işleri ve sanat muhabiri Emine Kantarcı da başta çok kibardır ama, karşısındakinin çakal olduğunu fark edince, Kırkpınar Pehlivanı olsa bile adamı bir çırpıda yamultur ve pestile çevirirdi.. Emine, bambaşka bir kategoride “star” film yıldızıdır. Keşke dizi film oyuncusu olsa idi..

 

Necdet Şenbak gazetede en sevdiğim kibar muhasebe müdürü idi. İlk maaşlarımızı onun elinden aldık galiba. Epeyce gazetede çalıştıktan sonra Alsancak’ta özel muhasebe bürosu açtı.

Necdet Şenbak bulunmaz derecede dürüst yardımsever güzel bir insandı. Dost olduk, hatta sırdaş olduk. Nice manevi şeyleri onunla paylaştık. Bir ara İzmir sosyetesinin anasının gözü maymunları, allem kalem edip, beni sosyetik Tenis Kulübü’ne bağlı olan Tenis Vakfı Başkanı yaptılar. Oysa tenisin kaç topla oynandığını bile bilmiyordum. Meğer batak bir vakıf imiş, hesabı kitabı yokmuş, az daha mahkum oluyordum. Necdet usta bir muhasebeci ve hukuk adamı olarak dosyalara el koydu ve beni ince bir operasyonla Cemiyetler Masası’nın elinden kurtardı. Öptüm onu. Sevgilerimi sunarım.

Gazetecilik hayatımda tek hata yaptım. Beni şeref üyesi yaptıkları bu sosyetik Tenis Kulübünde çok madrabaz, yüksek (!) burjuvalarla (!) sosyal ilişki kurdum,  hep beni kullanmaya çalıştılar, yanlıştı..

Karşıyaka’dan mahalle evladımız Zafer Çağrıcı da bir dönem muhasebe işlerimizi gazetede ustalıkla yürüttü. Kibar, efendi, namuslu bir Yeni Asır çalışanıydı.

Gazetede bir Işıl daha vardı.. Soy ismi Kahyaoğlu idi.. Reklam Servisi’nde miydi, idari bölümde miydi, şimdi tam hatırlayamıyorum. Karşıyakalı, sevecen, temiz ruhlu, yardımsever, yüksek tahsilli, alımlı bir kızdı.

Yazı İşleri müdürümüz Halit Kakınç’ın yakınıydı galiba. Sonra Fame-City kurumunda yönetici oldu. Bazen gezerdik.. Hatta bir yaz günü Balıklıova’ya da birlikte gittik.. Hiç unutmam.. Elele tutuşacağımız zaman avucunu yumruk gibi yapar, benim avucumun içine saklardı. Efendi ve kibar bir arkadaştı.. Birbirimizi hiç kırmadık, her zamanki gibi kibardım.. Onun içinde ise fırtınalar vardı..

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER DÜNYA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ ASAYİŞ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İzmir'de Son Dakika