Üç ablamız vardı. Sanki melek gibiydiler.
İzmir’de Basının Hikayesin yazarken Yeni Asır’ın gazetesinin simgelerinden üç ablamızı anlatmalıyım.
Bunlar gazetenin tüm yükünü çeken, sabahtan gece yarılarına kadar önlerine konan gazetenin tüm yazılarını çatur-çutur yıldırım gibi bilgisayara hatasız aktaran ağır emekçilerdi.
Aman yarabbi, hiç kafalarını kaldırmadan ve ara vermeden tıkır tıkır yüzlerce sayfa yazı yazarlardı.
Üçü de çok kibar, ince ve uygar insanlardı.
Sırasıyla sayayım.
Gönül Özgür.
Nadide Özceyhan.
Rabia Özgüvenç (Rabiş).

Ben, 1983 yılında gazeteye girdiğimde 30’lu yaşların başlarına yaklaşmışlardı galiba. Gönül abla evli ve çocuklu, Rabia ile Nadide ablalar hiç evlenmemişlerdi, aynen bekar hayatlarına devam ettiler. Uzun yıllar sonra Nadide ve Gönül abla vefat etti..
Gönül abla, Genel Yönetmen Güngör Mengi’nin odasının yakınındaki bir masada terminalin önünde otururdu. Güngör ağabeyin hattına santralın bağladığı telefonlara önce Gönül abla çıkardı, çok kibar bir sesle genel yönetmenin telefonlarla fazla uğraşmasına meydan vermemeye çalışırdı.
Diğer iki ablamız Bucalı idiler. Uzun boylu, zayıf, sarışın, açık renk gözlü, çok sade giyinen, çok mütevazi Rabia abla ile yine uzun boylu, kumral, alımlı ve çok duru bir güzelliği olan, kural sahibi ve hazırcevap Nadide abla, biraz daha geride yazı işlerinin içinde yer tutarlardı.
BİNLERCE YAZI VE HABER YAZDILAR
Sabahtan akşama hababam çalakalem onlarca sayfalık yazıları eritir, terminallerin içini doldururlardı.
Erdal Şafak’ın ekonomi eki mi varmış, magazin haberleri mi yazılacakmış, dış politika ile ilgili bir dosyanın derhal dizilmesi mi gerekiyormuş, Özdemir Hazar’ın üç günlük depo yazıları mı eritilecekmiş, Yaşar Aksoy’un yeni yazı dizisinin ilk bölümü mü başlayacakmış, Kadın Dünyası’nın ıvır zıvırı, Çocuk Dünyası’nın dımbırtıları, onun bunun köşe yazısı, çok mühim kanaat önderleri ile yapılan cafcaflı röportajlar, patron yağcısı olduğu için sürekli dış seyahate giden ve iyi fotoğraf çektiği halde adam gibi yazı yazamayan önde gelen fiyakalı muhabirin çalakalem tuttuğu notlar mı bir düzene sokulacakmış?.. Tüm bu malzemeler tsunami dalgası gibi gelir saatler boyunca bu üç ablanın önüne birikirdi.
Hiç şikâyet etmeden bu yığınları eritirlerdi.
Yani bilgisayara geçerlerdi.
GÖNÜL ABLA
Gönül abla, “Dünya Hatasız Yazı Yazma Dördüncüsü” idi; bu titri Almanya’da yapılan bir daktilografi yarışmasında bileğinin hakkı ile kazanmıştı. Aynı dalda “AnkaraŞampiyonu” idi. Milliyet’te çıkan bir ilan üzerine bir posta kutusuna iş başvurusunda bulunmuş ve Ege Ekspres’ten yanıt gelmişti. Gazete yöneticileri ile buluşup işe başlamak için astronomik bir ücret talep etmişti, çünkü kendi düşüncesine göre, dünyada en iyilerinden biriydi. Yöneticiler şaşırmışlar gazete patronu Selçuk Yaşar’a sorunu ilettiklerinde, ünlü holding sahibi hemen yüksek ücretle bu kendine güvenen genç bayanın işe alınmasını emretmişti.
Ege Ekspres yılları.
Sonra gazetenin Hürriyet’e satılması.
Sonra da Dinç Bilgin’in gazeteyi satın alması.
Böylece 1980’de Gönül Özgür, Yeni Asır’da çalışmaya başlayacaktı. Kendisinden önce Rabia ile Nadide gazetenin ağır topları olarak görev başındaydılar. Bir anda kaynaşıp ömür boyu sürecek bir dostluğu kuracaklardı ablalarımız.
Uzun yıllar sonra. 2011 yılının 9 Eylül günü, Çeşme’de Sakarya Sitesi’ndeki yazlık evimden yan siteye, Atilla Polat Sitesi’ne geçip Gönül ablayı ziyaret ettiğimde, onu 30 yıl öncesinin aktif ve hanımefendi iş kadını ruhiyatı içinde buldum. Sürekli aynı şeyi tekrarladı:
“.. O günleri, Yeni Asır’ı özlüyorum. Şimdi gel deseler, hiç ücret istemeden gider çalışırım.”
Oysa Gönül ablanın çok bağlı olduğu eşi ölmüş ve hayatı torunlarına karışmıştı.
Ama o günleri özlüyordu.
Tıpkı benim gibi.
Dinç Bilgin ile, Cemil Devrim ile, Güngör Mengi ile, Erdal Şafak ile, rahmetli Tunç Saruhanlı ile, Yılmaz Özdil ile, Fatih Çekirge ile, yan yana, omuz omuza emek verdikleri gazetenin o kahramansı havasını özlüyordu.
İşte o gün onunla konuşurken, yaşadıklarımızı, yani Yeni Asır yıllarını yazmaya karar verdim. Yeni Asır Tarihi’ni cilt cilt yazarak büyük hizmet vermiş olan Türkmen Parlak ağabeyimi cepten arayarak, Gönül abla ile konuşturdum. Sevinç içinde eski günlerden söz ettiler.
ESKİ GÜNLER YAZILMALI
Evet eski günler yazılmalıydı.
Ve gazetedeki ilk günlerimde daha terminal kullanmayı beceremediğim için çalakalem daktiloda yazdığım ilk yazılarımı, ricam üzerine bilgisayarlarında sürekli yazan, bana kibarca yardımcı olan, ekmek paramı kazanma mücadelemde unutamayacağımı destekler vermiş olan ablalarımı taa ilk başta yazmalıydım.
Yıllar sonra, az değil 30 yıl sonra Rabia abla, emekli hayatı sürüyordu, amansız hastalığı yenmiş uzaklardaydı.
Nadide abla, felç geçirmiş, artık ulaşamadığımız bir adreste, tek başına hayatla göğüs göğse savaşıyordu, çok uzaklardaydı. Ulaşamıyorduk. Zaten sonra tek başına yaşar iken vefat etti.
Gönül abla yan sitede komşu hanımlarla balkonda oturmuş, maviliklere dalmıştı.
Onlar, kalbimizin en nadide yerlerinde taht kurmuşlardı.
Daha sonra Gönül abla da vefat etti.
Rabia abla halen yaşıyor (2025)
Üç ablalara sevgilerimi sunuyorum.
SONRAKİ DİZGİCİLERİMİZ
Bu arada ileriki yıllarda Yeni Asır’da yine yazılarımızı terminale hızlı biçimde giren başka daktiloğraflar da ortaya çıktı. Demokrat İzmir’de tanıdığımız saygıdeğer merhum Muammer Yüksel abimiz ile yine Demokrat İzmir’de de yazılarımı çalakalem yazan kısa boylu ve gözlüklü emekçi, minik fırtına dediğim Fahrettin bunların başlıcalarıydı.
Kulakları çınlasın. Az eziyetlerimizi çekmediler.
( Not: Yaşar Aksoy’dan sosyal medyaya bir vefat haberi: Bu akşam birkaç dakika önce Müjde Simav ablamızın telefonu ile öğrendim. Ne yazık ki, 1970 – 2000 yılları arasında Yeni Asır gazetemizde çalışan her birimizin büyük yardımını gördüğü, asalet ve zerafet timsali, güzel ruhlu ablamız Nadide Özceyhan Hanımefendiyi kaybettik.
Ben de, genç yıllarımda ondan çok insaniyet ve dürüstlük öğrenmiştim. Yeni Asır gazetesinde en üst görevlerde bulunduktan sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı rahmetli Ahmet Priştina’nın sekreterliği görevini üstlenmiş ablamız, yıllardır Demans hastalığı ile yaşam savaşını tek başına sürdürüyordu.
Artık acılarından ve dertlerinden kurtuldu; bizlere de ondan tertemiz anılar kaldı. Rahmetle. Işıklar içinde uyusun. Yolu cennet yoludur. Cenazesi yarın Buca’dan kaldırılacaktır.
Daha sonraki paylaşımlarda cenazeye eski Yeni Asırdan şu kişilerin katıldığı tespit edildi: Adnan ve Gülay Erbesler, Enver Deveci, Kaan İlhami Polat, Tayfur Göçmenoğlu…(26 Temmuz 2018)