Gazetenin en civcivli servislerinin başında Polis-Adliye Masası ile Taşra Masası
gelirdi. Telsizi daima açık olan Polis-Adliye Masası’nın yönetimine ya çok tecrübeli
gazeteciler, ya da çok atak cingöz genç muhabirler kurulurdu.
Bu masanın benim zamanımda gördüğüm en başarılı yönetici veya elemanlarının
başında Vahap Dabakan gelirdi. Vahap polisle, Adliye birimleriyle kurduğu yakın
sıcak ilişkiler sayesinde takip ettiği haberde, cinayet olsun, kaza olsun veya terör
olayı olsun, elde ettiği düz resmi haberin yanına özel haber kaynaklarından elde ettiği
manşetlik bilgileri de eklerdi.
Üstelik daima temiz giyimli, takım elbise kravat donanımlı bir gazeteci olduğu için
İl Emniyet Müdürü veya Başsavcı odasına engelsiz girip çıkabilirdi. Halen gazeteci ve
yazarlığa üstün başarısıyla devam etmekte.
(Polis adliye muhabirliğinin duayeni sevgili dostum Vahap Dabakan’ı, Ender
Coşkun, Hamdi Türkmen ve Ergun Ulcay ile birlikte görüyoruz. Ufuktaki kara
bulutlar daha gözükmemiş..)
MÜMİN SERTBAŞ
1980’lerden yeni yüzyıla uzanan süreçte gazetenin polis-adliye birimine çeşitli
dönemlerde değişik arkadaşlar baktılar. İzmir Basınında haklı şöhret yapmış olan
konunu duayeni Mümin Sertbaş ta etkin bir yönetici olarak bu masada müdür olarak
yıllarca çalıştı. Hatta patron Dinç Bilgin yıllar sonra verdiği bir röportajda Mümin
Sertbaş’ı çok takdir ettiğini üstüne basa basa söylemiştir. Mümin Sertbaş, soyadının
aksine yumuşak başlı, sakin, efendi, işini iyi bilen ve yapan bir basın emekçisiydi,
yıllarını bu mesleğe verdi, iyi isim bıraktı.
(Muhabirlerin Kralı Mümin Sertbaş ile yan yana durmak onurdur..)
HÜSNÜ MENÇE
Hüsnü Mençe ise bir efsaneydi. Hikâyeleri filme çekilecek bir amansız
gazeteciydi. Haberi gazetelerde çıksın diye bir ara İzmir Belediye Başkanlığı’na
bağımsız aday oldu. Bizim gazete yönetimi onu bu işe büyük reklam yaparak iteledi,
bol bol haberini yaptı. “Bağımsız aday karda kışta Kordon’dan denize girdi,
bağımsız aday motosikletle Kadifekale’yi arşınladı, bağımsız aday attığı
nutuklarla peynir gemisini yürüttü.”gibisinden makara-yumak haberlerle Hüsnü
abimizi toplumun önüne sürdü ve reklam etti. Sonunda Hüsnü abimiz, mahallesinden
1 oy aldı, tek bir oy. Onun da haberini yaptılar.
Gece polis-adliye muhabirlerinden Ufuk Türkyılmaz, Turgay Özel, Seyfettin
Yarkin de bende iz bırakan afacan genç gazetecilerdi. Hala haberleşiriz. Bu
arkadaşlar sayesinde Yeni Asır daima bu dalda hep birinci gelmiştir.
TAŞRA MASASI
Taşra Masası (Ege Masası), tüm Ege bölgesinden haber elde etmeye çalışan,
taşra muhabirleri tarafından gece gündüz desteklenen bir servisti. Genelde iki kişi
çalışırdı. Masanın müdürü Rıdvan Kaynar ve yıllar içinde değişen bir yardımcısı.
Rıdvan gazetenin can damarlarından biriydi.
Türkiye’nin en büyük bölge gazetesinde Taşra Masası çok üretken olmalıydı.
Rıdvan yıllarca bu görevi hakkıyla yaptı. Belki evinden çok gazetesiyle ilgiliydi. Zaten
müzmin bekârdı. Gazeteye erken gelir, arı gibi çalışır, gece vakti uzaktaki evine
giderdi. Titiz, haberin kokusunu hemen alan, taşra elemanlarını enselerinden takip
eden, haberciliğe hakim bir arkadaşımızdı. Yardımcıları hep değişti. Canan Çekin,
Tevfik Tortamış, Yaşar Eyice gibi usta gazeteciler zaman zaman yardımcı olarak o
masayı omuzladılar.
Taşra muhabirleri arasında Bodrum’da Armağan Onüt ve Zeki Özkeskin’i,
Manisa’da Mustafa Teker’i, Uşak’ta Ahmet’i çok severdim.
GÜNCEL
Sayfa başına git